* Kalp İletimi ve Ritim Bozuklukları :Kardiyomiyositler adı verilen kalp kası hücreleri, sinoatriyal (SA) düğüm ve atriyoventriküler (AV) düğüm olarak bilinen özel yapılar aracılığıyla elektriksel uyarılar üretmek üzere uzmanlaşmıştır. Bu düğümler kalp atışının hızını ve ritmini başlatır ve düzenler. İskelet kasında uyarılma-kasılma mekanizması, kalp kasının içsel iletim sisteminden farklı olarak nöromüsküler kavşaklara ve nörotransmiterlerin salınımına dayanır. Bu nedenle, kalbin elektrik sinyalleri üretme ve yayma yeteneği tehlikeye girecek ve potansiyel olarak düzensiz kalp ritimlerine, aritmilere ve pompalama verimliliğinde düşüşe yol açacaktır.
* Sürekli Kasılmalar :Kalp, sistol ve diyastol olarak bilinen bir süreç olan kan pompalamak için sürekli olarak kasılır ve gevşer. İskelet kası kasılmaları değişen sürelerde sürdürebilse de, enerji depolarını yenilemek için dinlenmeye ve gevşemeye ihtiyaç duyar. Eğer kalp iskelet kasından oluşsaydı, uzun bir süre boyunca sürekli kasılmaları sürdürmekte önemli zorluklarla karşılaşacak, bu da potansiyel olarak kas yorgunluğuna ve pompalama kapasitesinin azalmasına yol açacaktı.
* Dayanıklılık ve Adaptasyon :Kalp kası, olağanüstü bir dayanıklılık göstererek, kişinin yaşamı boyunca kalbin yorulmadan atmasını sağlar. Bunun tersine, iskelet kası yorgunluğa daha yatkındır ve uzun süreli aktiviteden sonra dinlenme ve iyileşme dönemleri gerektirir. Eğer iskelet kasından oluşuyorsa, kalbe yönelik sürekli talepler muhtemelen kas hasarının artmasına yol açacak ve organın iş yükündeki değişikliklere uyum sağlama ve stres faktörlerine tepki verme yeteneğini tehlikeye atacaktır.
* Enerji Metabolizması :İskelet kası öncelikle anaerobik metabolizmayı kullanır ve oksijenin tam katılımı olmadan glikozun parçalanması yoluyla enerji üretir. Bu, kan dolaşımındaki oksijeni verimli bir şekilde kullanarak ATP üretmek için büyük ölçüde aerobik metabolizmaya dayanan kalbin yüksek ve sabit enerji talepleri ile bağdaşmaz. Metabolik metabolizmanın aerobik metabolizmadan anaerobik metabolizmaya geçişi, kalbin sürekli çalışması için yetersiz enerji üretimiyle sonuçlanacak, bu da enerji tükenmesine ve fonksiyonel bozulmaya yol açacaktır.
* Yapısal Hususlar :İskelet kasının yapısı kalp kasından farklıdır. İskelet kası lifleri çok çekirdekli, çizgili ve paralel demetler halinde düzenlenmiştir. Buna karşılık, kalp kası lifleri çekirdeksizdir, çizgilidir ve interkalat diskler olarak bilinen, verimli elektrik sinyali iletimini kolaylaştıran özel yapılar tarafından birbirine bağlanır. Kalp kasının iskelet kası ile değiştirilmesi, kalp dokusunun karmaşık yapısal organizasyonunu ve koordinasyonunu bozarak genel işlevini etkileyecektir.
Sonuç olarak, eğer insan kalbi iskelet kasından yapılmış olsaydı, performansı ciddi şekilde tehlikeye girerdi. Özel elektrik iletiminin kaybı, sürekli kasılmaları sürdürememe, azalan dayanıklılık ve uyum yeteneği, değişen enerji metabolizması ve yapısal farklılıklar toplu olarak kardiyovasküler sistemde önemli bozulmalara katkıda bulunacaktır. Kalp, vücudun dolaşım taleplerini karşılamakta zorlanacak ve potansiyel olarak kalp yetmezliğine ve ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.