Karantina nostaljisine katkıda bulunan çeşitli faktörler vardır:
1. Basitlik: Karantina sırasında günlük yaşamın birçok yönü temel ihtiyaçlara indirgendi. Bu, çalışma saatlerinin azaltılmasını, sosyal yükümlülüklerin azaltılmasını ve yemek pişirme, okuma ve aileyle vakit geçirme gibi temel faaliyetlere odaklanmayı içeriyordu. Bu sadelik, salgın öncesi yaşamın karmaşıklığından ve yoğunluğundan bir rahatlama olarak görülebilir.
2. Birliktelik: Karantina tedbirleri insanları birinci derece aileleri ve hane halkı üyeleriyle daha fazla zaman geçirmeye zorladı. Bu artan yakınlık ve birbirine olan güven, ailelerde ve topluluklarda birlik ve beraberlik duygusunun oluşmasına neden oldu.
3. Yavaşlama temposu: Karantina sırasında hareket ve faaliyetlere getirilen kısıtlamalar, yaşamın daha yavaş ilerlemesine neden oldu. İnsanlar boş zaman aktivitelerine, öz değerlendirmeye ve doğayla yeniden bağlantı kurmaya daha fazla zaman ayırdı. Bu yavaş tempo, pandemi öncesi hayatın hızlı tempolu ve zorlu doğasıyla bir tezat olarak görülebilir.
4. Kaçış: Karantina nostaljisi aynı zamanda salgının devam eden sağlık riskleri, ekonomik belirsizlik ve sosyal izolasyonu içerebilecek mevcut gerçeklerinden bir tür kaçış olarak da görülebilir. Karantinanın ilk günlerini romantikleştirerek bireyler, günümüzün zorluklarından geçici olarak kaçabilirler.
Karantina nostaljisinin evrensel bir deneyim olmadığını ve birçok insanın salgının ilk aşamalarına ilişkin farklı bakış açılarına sahip olabileceğini unutmamak önemlidir. Bazıları için karantina dönemi kaygı, izolasyon ve mali zorluklarla dolu zor bir dönem olabilir. Ayrıca geçmişe duyulan özlem, karantinanın olumsuz yönlerini gölgede bırakabilir ve o günden bu yana yaşanan olumlu gelişmeleri görmezden gelebilir.