İnsanlar arasında bölünme ve çatışma yaratabilir, ayrımcı politika ve uygulamalara yol açabilir. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde yabancı düşmanlığı Çinli, İrlandalı ve Latin göçmenler gibi gruplara karşı ayrımcılığı haklı çıkarmak için kullanılıyor.
Yabancı düşmanlığı, Tutsi halkına yönelik yabancı düşmanlığının körüklediği Ruanda soykırımında görüldüğü gibi şiddete de yol açabilir.
Ayrıca yabancı düşmanlığı yenilikçiliği ve ekonomik büyümeyi engelleyebilir. İnsanlar yabancılardan korktuklarında onları ülkelerine ve şirketlerine kabul etme olasılıkları daha düşük oluyor. Bu, işletmelerin yabancı işçileri çekmesini ve elinde tutmasını zorlaştırabilir ve yeni fikir ve teknolojilerin akışını sınırlayabilir.