Genetik faktörler: İkiz ve aile çalışmaları psikopatinin güçlü bir genetik bileşene sahip olduğunu bulmuştur. Araştırmalar, psikopatisi olan biriyle akraba olan kişilerin bu bozukluğu geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermektedir. Ancak genetiğin psikopatiyi belirlemediğini belirtmek önemlidir; sadece riski artırırlar.
Çevresel faktörler: Psikopatinin gelişiminde çevresel faktörlerin de önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Çocukluk travması, istismar veya ihmal gibi erken çocukluk deneyimleri, psikopatik eğilimler geliştirme riskini artırabilir. Ayrıca çocuklukta şiddete ve suça maruz kalmak psikopatinin gelişmesine katkıda bulunabilir.
Nörolojik faktörler: Araştırmalar, psikopatisi olan kişilerin beyinlerinin yapısı ve işleyişinde, bozukluğu olmayan kişilere göre farklılıklar olduğunu göstermiştir. Bu farklılıklar, beynin karar verme ve duygusal işlemeyle ilgili bir bölgesi olan prefrontal korteksteki anormallikleri içerir.
Psikososyal faktörler: Ebeveyn denetimi ve desteğinin eksikliği veya antisosyal akran gruplarına maruz kalma gibi psikososyal faktörler de psikopatinin gelişmesine katkıda bulunabilir.
Psikopatinin genetik, çevresel, nörolojik ve psikososyal faktörlerin birleşiminden kaynaklanması muhtemeldir. Bu karmaşık bozukluğun nedenlerini tam olarak anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.