Genetik faktörler: Bazı araştırmalar, ailesinde klostrofobi öyküsü olan kişilerin bu bozukluğa yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu bulmuştur. Bu, küçük yerlere hapsolma korkusunun genetik bir bileşeni olabileceğini düşündürmektedir.
Çevresel faktörler: Uzun süre küçük bir alanda sıkışıp kalmak gibi bazı travmatik olaylar klostrofobiyi tetikleyebilir. Klostrofobinin gelişmesine katkıda bulunabilecek diğer faktörler şunlardır:
- Kişilik özellikleri: Daha endişeli veya utangaç olan kişilerin klostrofobi geliştirme olasılığı daha yüksektir.
- Stres: Stres klostrofobiyi daha da kötüleştirebilir.
- Madde kullanımı: Bazı uyuşturucular ve alkol klostrofobiyi kötüleştirebilir.
Küçük alanlarda hapsolma korkusu, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli semptomlara neden olabilir:
- Kaygı: Klostrofobisi olan kişiler, küçük alanlarda bulunduklarında kaygı yaşayabilirler. Bu kaygı hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve buna terleme, titreme ve nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler de eşlik edebilir.
- Panik ataklar: Klostrofobisi olan bazı kişilerde panik atak da yaşanabilir. Panik ataklar, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi çeşitli semptomlara neden olabilen ani, yoğun anksiyete ataklarıdır.
- Kaçınma: Klostrofobisi olan kişiler küçük alanlarda sıkışıp kalacakları durumlardan kaçınabilirler. Bu, işte, okulda ve sosyal durumlarda sorunlara yol açabilir.
Klostrofobi tedavisi genellikle terapi ve ilaç kombinasyonunu içerir:
- Terapi: Terapi, klostrofobisi olan kişilerin kaygılarını yönetmeyi öğrenmelerine ve başa çıkma mekanizmaları geliştirmelerine yardımcı olabilir.
- İlaç: Antidepresanlar ve anti-anksiyete ilaçları gibi ilaçlar da klostrofobi tedavisinde yardımcı olabilir.
Klostrofobi zayıflatıcı bir rahatsızlık olabilir ancak tedavi edilebilir. Uygun tedavi ile klostrofobisi olan kişiler kaygılarını yönetmeyi öğrenebilir ve normal, üretken hayatlar yaşayabilirler.