Uyku yoksunluğu, ghrelin seviyelerinde artışa ve leptin seviyelerinde azalmaya yol açabilir; bu da iştahın artmasına ve krep gibi yüksek karbonhidratlı gıdalara karşı istek duymanıza neden olabilir. Bu yüksek karbonhidratlı gıdaların tüketilmesi, kan şekerinin hızlı bir şekilde yükselmesine ve ardından ani bir düşüşe neden olarak yorgunluk ve bitkinlik hissine yol açar.
Göz önünde bulundurulması gereken bir diğer faktör, bir kişi uykusuz kaldığında vücudunun ek stres altında olmasıdır. Krep veya diğer yüksek karbonhidratlı yiyecekleri yemek, pankreasın kan şekeri seviyelerindeki artışı düzenlemek için insülin salgılamasına neden olabilir. İnsülin ayrıca triptofan gibi amino asitlerin beyne taşınmasını da destekler. Triptofan seviyelerindeki bu artış, ruh hali düzenlemesinde ve uyku-uyanıklık döngülerinde rol oynayan nörotransmiterler olan serotonin ve melatoninin sentezine yol açar. Bu nörotransmiterlerin varlığı, krep yedikten sonra uyuşukluk ve uykululuk hissine daha da katkıda bulunabilir.
Ayrıca uyku yoksunluğu dönemlerinde vücudun enerji kaynakları tükenir. Yiyecekleri sindirmek ve işlemek enerji gerektirir ve vücut, uyku yoksunluğu nedeniyle zaten bitkin bir durumda olduğunda, sindirimin taleplerini verimli bir şekilde karşılamakta zorlanabilir. Bu, yemekten sonra halsizlik ve yorgunluk hissine yol açabilir.
Bu nedenle hormonal dengesizlikler, değişen uyku-uyanıklık döngüleri ve uyku yoksunluğu sırasında vücudun enerji tükenmesinin birleşimi, krep yedikten sonra yaşanan aşırı yorgunluğa katkıda bulunabilir.