1. Geleneksel biyomedikal model: Bu model sağlığı, hastalık veya yaralanmanın olmaması olarak görür. Bu bakış açısına göre sağlık; bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik halidir.
2. Bütünsel model: Bu model sağlığı, fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal ve sosyal yönler de dahil olmak üzere birçok faktör arasındaki dinamik bir denge olarak ele alır. Sağlığı, bireylerin sağlık ve hastalık durumları arasında hareket ettiği bir süreklilik olarak görür.
3. Salutojenik model: Bu model, hastalıkların nedenlerinden ziyade sağlığa katkıda bulunan faktörlere odaklanmaktadır. Sağlığın stres etkenleri ile kaynaklar arasındaki dengenin bir sonucu olduğunu ve bireylerin kaynaklarını güçlendirerek ve stres etkenlerini azaltarak sağlıklarını geliştirebileceklerini ileri sürmektedir.
4. Sosyal model: Bu model, sağlık sonuçlarının belirlenmesinde sosyal, ekonomik ve politik faktörlerin rolünü vurgulamaktadır. Sağlığın yalnızca bireysel bir sorumluluk olmadığını, aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişim, eğitim ve istihdam fırsatları gibi daha geniş sosyal koşullardan da etkilendiğini savunuyor.
5. Ekolojik model: Bu model, hem doğal hem de yapılı çevreler dahil olmak üzere sağlık ve çevre arasındaki ilişkiyi dikkate almaktadır. Sağlığın hava ve su kalitesi, barınma koşulları ve tehlikeli maddelere maruz kalma gibi faktörlerden etkilendiğini öne sürüyor.
6. Pozitif sağlık modeli: Bu model, refah, mutluluk ve kişisel gelişim gibi sağlığın olumlu yönlerine odaklanır. Sağlığın sadece hastalığın yokluğu değil, aynı zamanda optimal işleyiş ve gelişme durumu olduğunu savunuyor.
Sağlığa ilişkin bu farklı bakış açıları, sağlığın karmaşıklığı ve çok yönlü doğası hakkında değerli bilgiler sağlar. Bu kavramları anlamak, sağlık hizmetlerine ve refaha kapsamlı ve bütünsel bir şekilde yaklaşmamıza yardımcı olur.