1. Kalbin artan iş yükü:
Kan basıncı yükseldiğinde kalp, artan basınca karşı kan pompalamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu artan iş yükü hipertrofiye veya kalp kasının kalınlaşmasına yol açar. Zamanla kalp, talepleri karşılamakta zorlanabilir ve bu da kalp yetmezliğine yol açabilir.
2. Ateroskleroz ve arteriyel sertlik:
Hipertansiyon, arterlerde plak birikmesi olan ateroskleroz gelişimini hızlandırabilir. Plak oluşumu atardamarları daraltır, kan akışını kısıtlar ve kanın pıhtılaşma riskini artırır. Ek olarak hipertansiyon, kan akışını daha da bozan arteriyel sertliğe neden olabilir.
3. Miyokard enfarktüsü (kalp krizi) riski:
Hipertansiyon, genellikle kalp krizi olarak bilinen miyokard enfarktüsü için önemli bir risk faktörüdür. Yüksek tansiyon, kalbe kan sağlayan arterlere zarar vererek onları plak oluşumuna ve tıkanmalara karşı daha duyarlı hale getirebilir. Bir tıkanıklık meydana geldiğinde kalbe giden kan akışı kesilebilir ve bu da kalp krizine yol açabilir.
4. Felç riski:
Felç, genellikle kan pıhtılaşması nedeniyle beyne giden kan akışının kesilmesiyle meydana gelir. Hipertansiyon beyindeki atardamarlara zarar vererek onları yırtılmaya veya sızıntıya daha yatkın hale getirebilir. Yırtılmış veya sızdıran bir arter, beyin dokusunu oksijen ve besinlerden mahrum bırakarak felce neden olabilir.
5. Kalp yetmezliği:
Daha önce de belirtildiği gibi, uzun süreli hipertansiyon kalp yetmezliğine yol açabilir. Kalbin artan iş yükü sonunda kalp kasını zayıflatır ve kanı etkili bir şekilde pompalama yeteneğini bozar. Bu, vücutta sıvı birikmesine yol açarak nefes darlığına, yorgunluğa ve diğer kalp yetmezliği semptomlarına neden olur.
6. Sol ventriküler hipertrofi:
Hipertansiyon sıklıkla, kalbin ana pompalama odası olan sol ventrikülün genişlediği ve kalınlaştığı bir durum olan sol ventriküler hipertrofiye yol açar. Bu genişleme kalp kasını zayıflatır, aritmilere yatkın hale getirir ve kalp yetmezliği riskini artırır.
7. Böbrek hasarı:
Hipertansiyon böbreklerdeki küçük kan damarlarına zarar vererek işlevlerini bozabilir. Böbrek fonksiyonunun azalması sıvı tutulmasına, elektrolit dengesizliklerine ve kardiyovasküler riskin artmasına neden olabilir.
Sonuç olarak hipertansiyon, kalbin iş yükünü artırarak, aterosklerozu teşvik ederek ve kalp krizi, felç, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler komplikasyon riskini artırarak kardiyak riski önemli ölçüde etkiler. Kan basıncını yönetmek, kalp riskini en aza indirmek ve kardiyovasküler sağlığı korumak için çok önemlidir. Düzenli kan basıncı takibi, sağlıklı bir yaşam tarzı ve gerekirse bir sağlık uzmanının önerdiği şekilde ilaç tedavisine uyum, hipertansiyon yönetiminin temel bileşenleridir.