Kan basıncı, kalp atış hızı, kalbin pompaladığı kan hacmi ve atardamarlardaki kan akışına karşı direnç gibi çeşitli faktörler tarafından düzenlenir. Yemek yedikten sonra sindirim sistemindeki kan damarları kan akışının artmasına izin verecek şekilde genişler, bu da kan akışına karşı direnci azaltabilir ve kan basıncında geçici bir düşüşe neden olabilir. Ancak vücut daha sonra bu azalmaya kalp atış hızını ve kalbin kasılma gücünü artırarak tepki verir, bu da kan basıncının artmasına neden olur. Ek olarak, sodyum gibi bazı besin maddelerinin emilimi de kan basıncının artmasına katkıda bulunabilir.
Yemekten sonra kan basıncındaki artışın büyüklüğü, genel kardiyovasküler sağlık, yemeğin boyutu ve bileşimi ve diyet faktörlerine karşı bireysel hassasiyet gibi bireysel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Çoğu durumda, yemek sonrası kan basıncındaki artış geçicidir ve uzun vadeli sağlık sorunları yaratmaz. Bununla birlikte, hipertansiyon gibi altta yatan rahatsızlıkları olan kişiler için kan basıncını izlemek ve kan basıncı seviyelerini yönetmek için sağlıklı bir diyet uygulamak önemlidir.
Postprandiyal hipertansiyonun etkisini en aza indirmek için daha küçük, daha sık öğünler tüketilmesi, tuz alımının sınırlandırılması, tam tahıllar ve yağsız protein kaynaklarının seçilmesi ve diyete bol miktarda meyve ve sebze eklenmesi önerilir. Düzenli fiziksel aktivite aynı zamanda genel kardiyovasküler sağlığın ve kan basıncı kontrolünün iyileştirilmesine de yardımcı olabilir.