Ayrıca mide, asidik ortamın nötralize edilmesine yardımcı olan bikarbonat iyonlarını (HCO3-) salgılar. Bikarbonat iyonları, mide asidinin ana bileşeni olan hidrojen iyonları (H+) ile reaksiyona girerek su (H2O) ve karbondioksit (CO2) oluşturur. Bu işlem midede biraz daha az asidik bir ortamın korunmasına katkıda bulunur.
Ayrıca mide, epitel hücreleri arasında güçlü ve geçirimsiz bir bariyer oluşturan sıkı bağlantılara sahiptir. Bu sıkı bağlantılar asidik salgıların geri akışını önler ve mide zarının genel olarak korunmasına katkıda bulunur.
Bir başka koruyucu mekanizma ise mide epitel hücrelerinin yenilenmesini ve dökülmesini içerir. Mideyi kaplayan hücrelerin yenilenme hızı yüksektir ve eski veya hasarlı hücrelerin yerine sürekli olarak yeni hücreler üretilir. Mide zarının bu sürekli yenilenmesi, bütünlüğünün ve aside karşı direncinin korunmasına yardımcı olur.
Midede üretilen bir tür hormon benzeri madde olan prostaglandinler de mide zarının korunmasında rol oynar. Prostaglandinler mukus üretimini uyarır, mideye kan akışını teşvik eder ve mide asidine karşı ek savunma mekanizmaları sağlayarak epitel bariyerinin bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur.
Genel olarak, mukus üretimi, bikarbonat salgısı, sıkı bağlantılar, hücre yenilenmesi ve prostaglandin aktivitesinin bir kombinasyonu, insan midesinin, kendine zarar vermeden gıda sindirimi için gerekli olan sert asidik ortama dayanabilmesini sağlar.