İşte bunun neden olduğuna dair bir açıklama:
1. Işık Saçılımı: Işık, güneş ışığı da dahil olmak üzere herhangi bir ortamdan geçtiğinde, o ortamda bulunan parçacıklar veya moleküllerle etkileşime girebilir. Bu etkileşim ışığın çeşitli yönlere dağılmasına veya yeniden yönlendirilmesine neden olabilir. Saçılma miktarı ışığın dalga boyuna ve parçacıkların veya moleküllerin boyutuna bağlıdır.
2. Rayleigh Saçılımı: Rayleigh saçılımı, ışık, ışığın dalga boyundan çok daha küçük parçacıklar veya moleküllerle etkileşime girdiğinde ortaya çıkan spesifik bir ışık saçılımı türüdür. Bu tür saçılma, mavi ve mor ışık gibi daha kısa dalga boylarında en etkiliyken, kırmızı ve turuncu ışık gibi daha uzun dalga boylarında daha az etkilidir.
3. Arter Duvarları: Büyük arterlerin duvarları nispeten kalındır ve elastin ve kollajen de dahil olmak üzere birçok bağ dokusu lifi içerir. Bu lifler düzenli bir düzende düzenlenir ve ışık için saçılma merkezleri görevi görür. Görünür spektrumun tüm renklerini içeren beyaz ışık arter duvarından geçtiğinde Rayleigh saçılımı nedeniyle mavi ve mor ışık bileşenleri daha etkili bir şekilde saçılır.
4. Kırmızı Emilimi: Saçılmaya ek olarak ışığın bir kısmı da arter duvarlarındaki dokular ve hemoglobin tarafından emilir. Kırmızı kan hücrelerinde oksijen taşıyan protein olan hemoglobin, spektrumun mavi-yeşil bölgesindeki ışığı emer. Ancak soğurma miktarı saçılma etkisini tamamen ortadan kaldıracak kadar önemli değildir.
Rayleigh saçılımı ve emiliminin birleşik etkilerinin bir sonucu olarak, mavi ve mor ışığın daha büyük bir kısmı gözlemciye doğru geri saçılarak, daha büyük arterlere beyazımsı bir görünüm kazandırır. Öte yandan damarlar mavi görünür çünkü içlerindeki oksijeni giderilmiş hemoglobin daha fazla kırmızı ve sarı ışığı emerek daha fazla mavi ışığın yansıyıp gözlerimize ulaşmasını sağlar.