Hipovolemi: Bu, vücudun çok fazla sıvı kaybettiği ve kan basıncının düşmesine neden olabileceği bir durumdur. Hipovolemi aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir:
* Ameliyat sırasında kan kaybı: Az miktarda kan kaybı bile, özellikle halihazırda susuz kalmış veya tansiyonu düşük olan hastalarda hipovolemiye yol açabilir.
* Üçüncü boşluk: Bu, kan damarlarından gelen sıvının çevredeki dokulara sızdığı bir durumdur. Üçüncü aralık ameliyattan sonra iltihaplanma, doku hasarı veya bazı ilaçların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
* Diüretikler: Bu ilaçlar idrar çıkışını arttırmak için kullanılır, bu da sıvı kaybına ve hipovolemiye yol açabilir. Diüretikler bazen ameliyattan sonra aşırı sıvı yüklenmesini önlemek için kullanılır, ancak çok agresif kullanıldıklarında hipotansiyona da katkıda bulunabilirler.
Kalp depresyonu: Bu, kalbin etkili bir şekilde kan pompalayamadığı bir durumdur. Kardiyak depresyon, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir:
* Miyokard enfarktüsü: Bu, kalp kasına zarar verebilecek ve kalp depresyonuna yol açabilecek bir kalp krizidir.
* Aritmiler: Bunlar, kalbin etkili bir şekilde kan pompalama yeteneğini etkileyebilecek anormal kalp ritimleridir.
* Sepsis: Bu, yaygın inflamasyona ve kalp depresyonu da dahil olmak üzere organ yetmezliğine yol açabilen ciddi bir enfeksiyondur.
Nörojenik hipotansiyon: Bu, sinir sisteminin kan basıncını uygun şekilde düzenleyemediği bir durumdur. Nörojenik hipotansiyon, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkabilir:
* Omurilik yaralanmaları: Bu yaralanmalar kan basıncını kontrol eden sinirlere zarar verebilir.
* Otonomik nöropati: Bu, kalp atış hızı ve kan basıncı gibi vücudun otomatik işlevlerini kontrol eden sinirlerin hasar gördüğü bir durumdur.
* İlaçlar: Beta blokerler ve kalsiyum kanal blokerleri gibi bazı ilaçlar nörojenik hipotansiyona neden olabilir.
Diğer faktörler: Yukarıdaki faktörlere ek olarak, ameliyat sonrası hastalarda hipotansiyona katkıda bulunabilecek bir dizi başka faktör de vardır:
* Yaş: Yaşlı hastaların ameliyattan sonra hipotansiyon yaşama olasılığı daha yüksektir.
* Diyabet: Diyabetli hastaların hipotansiyona yol açabilecek otonom nöropati geliştirme olasılığı daha yüksektir.
* Obezite: Obez hastaların sıvı tutulumuna sahip olma olasılığı daha yüksektir, bu da onları hipovolemiye daha duyarlı hale getirebilir.
* Sigara içmek: Sigara içmek kan damarlarına zarar verebilir ve hipotansiyon riskini artırabilir.
Hipotansiyonun her zaman endişe kaynağı olmadığını unutmamak önemlidir. Bazı durumlarda ameliyata verilen normal bir yanıttır ve kendi kendine düzelir. Ancak hipotansiyon şiddetli veya kalıcı ise organ hasarı ve ölüm gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Ameliyattan sonra hipotansiyon yaşıyorsanız hemen doktorunuza başvurmanız önemlidir.