1. Düşük pH:Midedeki mide suyu oldukça asidiktir ve pH'ı 1 ile 2 arasında değişir. Tripsinin optimal pH aralığı 7 ile 9 arasındadır. Mide suyunun son derece düşük pH'ı, trypsini denatüre ederek özelliğini kaybetmesine neden olur. yapısı ve katalitik aktivitesi.
2. Pepsin Varlığı:Mide ayrıca, midenin asidik ortamındaki proteinlerin ilk parçalanmasından sorumlu olan pepsin adı verilen başka bir enzimi de salgılar. Pepsin, düşük pH'ta en iyi şekilde çalışır ve trypsin'i doğrudan bozabilir, ayrıca deaktivasyonuna katkıda bulunabilir.
3. Asidik Proteazlarla İnaktivasyon:Mide suyu, katepsin D ve gastriksin gibi çeşitli asidik proteazlar içerir; bunlar, doğrudan trypsin molekülü içindeki peptit bağlarını hedef alıp parçalayabilir ve bu da onun inaktivasyonuna yol açar.
4. Proteaz İnhibitörleri:Mide ayrıca, trypsin gibi proteolitik enzimlere spesifik olarak bağlanan ve onların aktivitesini inhibe eden proteinler olan proteaz inhibitörlerini de üretir. Bu inhibitörler, trypsinin katalitik fonksiyonlarını yerine getirmesini engeller.
5. Yüksek Enzim Konsantrasyonu:Pankreasta, trypsin, pankreasın kendi içinde erken aktivasyonunu önlemek için, trypsinogen adı verilen aktif olmayan bir öncü olarak sentezlenir. Ancak trypsinojen ince bağırsağa girdiğinde enterokinaz adı verilen başka bir enzim tarafından aktive edilir. Buna karşılık, mide suyundaki yüksek trypsin konsantrasyonu, trypsinojenin otoaktivasyonuna yol açabilir, bu da asidik koşullar ve inhibitörlerin varlığı nedeniyle hızlı inaktivasyonuyla sonuçlanır.
Bu nedenle, düşük pH, pepsin ve diğer asidik proteazların varlığı, proteaz inhibitörleri ve mide suyundaki yüksek enzim konsantrasyonunun kombinasyonu, mideye verildiğinde tripsinin deaktivasyonuna yol açar. Bu, trypsinin inaktif kalmasını ve esas olarak pepsin tarafından gerçekleştirilen midedeki proteinlerin sindirimine müdahale etmemesini sağlar.