Yeri:Glomerüler filtrasyon, böbreklerin içindeki renal korpüskülde yer alan küçük bir kılcal damar ağı olan glomerulusta gerçekleşir.
Kan Akışı:Renal arterler böbreklere oksijenli kan getirir. Bu kan afferent arteriyol yoluyla glomerulusa girer.
Filtrasyon:Kan, glomerüler kılcal damarlardan akarken, glomerulus içindeki yüksek kan basıncı sıvıyı, çözünen maddeleri ve küçük molekülleri kılcal damarlardan dışarı ve glomerülü çevreleyen Bowman kapsülüne doğru zorlar. Bu süzüntü öncelikle su, elektrolitler, glikoz, amino asitler ve üre ve kreatinin gibi atık ürünleri içerir.
Filtrasyon Membranı:Filtrasyon membranı üç katmandan oluşur:glomerüler kılcal damarların endoteli, bazal membran ve Bowman kapsülünün epitelyumu. Bu katmanlar küçük moleküllerin geçişine izin verirken, proteinler ve kan hücreleri gibi daha büyük moleküllerin süzüntüye girmesini önler.
Seçici Filtrasyon:Filtrasyon membranının yapısı ve moleküllerin boyutu ve yükü, içinden geçenleri belirler. Su, elektrolitler ve atık ürünler gibi küçük yüksüz moleküller serbestçe filtrelenirken, proteinler ve kan hücreleri gibi daha büyük moleküller kan dolaşımında tutulur.
Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFR):Glomerüler filtrasyonun gerçekleştiği hız, glomerüler filtrasyon hızı olarak bilinir. Böbrek fonksiyonunun önemli bir ölçüsüdür ve kan basıncı, kalp atış hızı ve nefronların (böbreklerin fonksiyonel birimleri) sağlığı gibi faktörlerden etkilenir.
Yeniden Emilim ve Salgı:Glomerüler filtrasyondan sonra, filtrat böbrek tübüllerinde yeniden emilim ve salgılama süreçleri yoluyla daha ileri işlemlere tabi tutulur. Yeniden emilim, glikoz, su ve elektrolitler gibi temel maddelerin kan dolaşımına seçici olarak yeniden emilmesini içerirken, salgılama, belirli maddelerin kan dolaşımından filtrata aktif olarak taşınmasını içerir.
İdrarın Oluşumu:Yeniden emilim ve sekresyonla değiştirilen süzüntü, sonunda idrar haline gelir ve idrar kesesinde depolanıp vücuttan atılmadan önce böbrek tübülleri, toplama kanalları ve üreterler boyunca akar.
Glomerüler filtrasyon, idrar oluşumunda çok önemli bir adımdır ve sıvı ve elektrolit dengesinin korunmasında, kan pH'ının düzenlenmesinde ve atık ürünlerin vücuttan atılmasında kritik bir rol oynar.