1. (sıfat) Bir müzik kompozisyonunun baskın perdesi veya anahtarı ile ilgili veya bunları ifade eden.
Örnek:"Her bölüm, çözüm duygusunu güçlendiren bir tonik akorla vurgulu bir şekilde bitiyor."
2. (isim) Gücü artıran veya onaran ilaç gibi tonik bir madde.
Örnek:"Doktor, hastanın ameliyattan sonra iyileşmesine yardımcı olmak için bir tonik reçete etti."
3. (isim) Tipik olarak karbonatlı ve kafein içeren serinletici bir içecek.
Örnek:"Bir dilim limonlu tonik su sipariş ettim."
4. (sıfat) Bir kasın tonusuyla, özellikle de normal gerilim veya kasılma durumuyla ilgili.
Örnek:"Terapist hastanın sırtındaki tonik kasları güçlendirmeye çalıştı."
5. (isim) Ses tellerinin düzenli olarak titreşmesiyle üretilen bir konuşma sesi, örneğin sesli harf.
Örnek:"Dilbilimde tonik hece, bir kelimedeki ana vurguyu taşıyan hecedir."
6. (sıfat) Bir kelime veya cümledeki ilk vurgu veya vurguyla ilgili veya bunları ifade eden.
Örnek:"Bazı dillerde tonik vurgu her kelimenin ilk hecesine düşer."
"Tonik" teriminin kullanıldığı bağlam, onun özel anlamını belirleyecektir.