Benchley'in merkezi pasajı, kişisel imaj temasının mizahi bir incelemesidir. Kendimizi sıklıkla olumsuz bir açıdan görme biçimimizi temsil etmek için ayna metaforunu akıllıca kullanıyor. Bu pasaj, kendimize çok fazla yüklenmememiz gerektiğini ve kusurlarımızı bizi benzersiz kılan şeyin bir parçası olarak kabul etmeye çalışmamız gerektiğini hatırlatıyor.
İşte "Kötü niyetli Aynalar"dan merkezi pasaj:
> Bana göre aynalar, modern uygarlığın vücut politikasındaki kötü niyetli büyümedir. Tarihteki tüm savaşların ve devrimlerin toplamından daha fazla mutsuzluğun ve sefaletin kökeninde bunlar var. Hiçbir erkek ya da kadının görünüşünden memnun olmamasının sorumlusu onlar.
>Ben de ayna kompleksinin kurbanıyım. Üzerimde bir tiksinti ve tiksinti dalgası hissetmeden asla kendi yansımama bakmadım. Burnum çok uzun, gözlerim çok küçük, cildim çok solgun ve saçlarım çok ince. Ben bir canavarım, doğanın bir ucubesiyim.
>Eğer elimde olsaydı yeryüzündeki tüm aynaları kaldırırdım. Kendi çirkinliğimin sürekli hatırlatılmasından kurtulabileceğim bir dünyada yaşayacaktım. O zaman mutlu olurdum.