Stres algısı, bireyin inançları, değerleri, önceki deneyimleri ve duruma ilişkin bilişsel değerlendirmesi gibi faktörleri içerir. Bazı bireyler belirli bir durumu oldukça stresli olarak algılayıp yoğun duygusal ve fizyolojik tepkiler verebilirken, bazıları da aynı durumu yönetilebilir, hatta zorlayıcı olarak olumlu bir şekilde yorumlayabilir. Algılamadaki bu farklılıklar, stresin sağlık üzerindeki sonuçlarını önemli ölçüde etkileyebilir.
Ayrıca stresle baş etme yeteneği, stresin sağlık üzerindeki etkisinin belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Etkili başa çıkma stratejileri; problem çözme becerilerini, sosyal destek aramayı, rahatlama tekniklerini kullanmayı, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeyi ve bilişsel-davranışsal müdahaleleri kullanmayı içerir. Bu stratejiler bireylerin stres tepkilerini yönetmelerine, şiddetini ve süresini azaltmalarına ve strese bağlı sağlık sorunları geliştirme riskini en aza indirmelerine yardımcı olabilir.
Bunun aksine, yeterli başa çıkma kaynaklarına sahip olmayan veya stres tepkilerini yönetmekte güçlük çeken kişiler, kronik veya aşırı düzeyde stres yaşayabilir. Bu, kardiyovasküler hastalık, hipertansiyon, obezite, kronik ağrı, uyku bozuklukları, depresyon, anksiyete ve bozulmuş bağışıklık fonksiyonu gibi çeşitli sağlık sonuçlarına yol açabilir.
Dolayısıyla stresin sağlık üzerindeki sonuçlarının birincil belirleyicisi, bireyin stres etkenini algılaması ve onunla başa çıkma becerisidir. Bu faktörleri anlamak ve başa çıkma becerilerini geliştirmek için müdahale etmek, stresin sağlık üzerindeki olumsuz etkilerini önlemede veya azaltmada çok önemli bir rol oynayabilir.