Şizofreniye biyolojik yaklaşım, hastalığın gelişiminde biyolojik faktörlerin rolüne odaklanmaktadır. Bu faktörler genetik, beyin anormallikleri ve nörotransmitter dengesizliklerini içerebilir.
Genetik
Çalışmalar şizofreninin kalıtsal olduğunu, yani ebeveynlerden çocuklara aktarılabileceğini göstermiştir. Ancak şizofreniye katkıda bulunan kesin genetik mekanizmalar henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Birden fazla genin dahil olması ve her genin küçük bir etkiye katkıda bulunması muhtemeldir.
Beyin anormallikleri
Şizofreni hastalarının aşağıdakiler de dahil olmak üzere bir takım beyin anormalliklerine sahip olduğu bulunmuştur:
* Hipokampus ve diğer beyin bölgelerinin hacminde azalma
* Amigdala ve diğer beyin bölgelerinde artan aktivite
* Farklı beyin bölgeleri arasındaki anormal bağlantı
Nörotransmitter dengesizlikleri
Nörotransmiterler beyin hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmasına yardımcı olan kimyasallardır. Şizofreni hastalarının dopamin ve glutamat da dahil olmak üzere bazı nörotransmiterlerin düzeylerinde dengesizliklere sahip olduğu bulunmuştur.
Şizofreniye biyolojik yaklaşım, bozukluğun semptomlarının yönetilmesine yardımcı olabilecek bir dizi tedavinin geliştirilmesine yol açmıştır. Bu tedaviler, sanrıları ve halüsinasyonları azaltmaya yardımcı olabilecek antipsikotik ilaçları ve sosyal ve mesleki işlevselliği iyileştirmeye yardımcı olabilecek psikososyal müdahaleleri içerir.
Şizofreniye biyolojik yaklaşım karmaşık ve sürekli gelişen bir araştırma alanıdır. Bilim insanları şizofreniye katkıda bulunan biyolojik faktörler hakkında daha fazla bilgi edindikçe, bu bozukluğa yönelik daha etkili tedaviler geliştirebilecekler.