1. Sodyum Tutulması :Yüksek tuz alımı vücutta sodyum tutulmasına neden olabilir, bu da kan damarlarındaki sıvı hacminin artmasına neden olabilir. Bu artan kan hacmi, kan damarı duvarlarına ekstra baskı uygulayarak yüksek tansiyona yol açar.
2. Renin-Anjiyotensin-Aldosteron Sisteminin (RAAS) Aktivasyonu :Yüksek tuz alımı, kan basıncını düzenleyen hormonal bir yol olan renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini (RAAS) aktive edebilir. RAAS'ın aktivasyonu, vazokonstriksiyona (kan damarlarının daralması), sıvı tutulmasının artmasına ve kan basıncının artmasına yol açan hormonların (renin, anjiyotensin II ve aldosteron) salınmasına neden olur.
3. Bozulmuş Basınç Natriürezi :Normalde böbrekler, fazla sodyumun idrarla atılması yoluyla sodyum ve sıvı dengesinin düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar. Ancak bazı bireylerde, özellikle yüksek tansiyonu olanlarda, bu basınç natriürezisi (kan basıncı yükseldiğinde artan sodyum atılımı) mekanizması bozulabilir. Sonuç olarak vücutta aşırı sodyum kalır ve bu da yüksek tansiyona katkıda bulunur.
4. Damar Sertliğinde Artış :Yüksek tuz alımı kan damarlarının yapısında ve fonksiyonunda değişikliklere yol açabilir. Kan damarlarının daha sert ve daha az elastik hale gelmesine neden olarak kan basıncındaki değişikliklere uyum sağlama yeteneklerini azaltabilir. Bu artan sertlik kan basıncının yükselmesine katkıda bulunur.
5. Sempatik Sinir Sistemi Aktivasyonu :Yüksek tuz alımı, vücudun "savaş ya da kaç" tepkisinin bir parçası olan sempatik sinir sistemini harekete geçirebilir. Sempatik sinir sisteminin aktivasyonu kalp atış hızının artmasına, vazokonstriksiyona ve kan basıncının artmasına neden olur.
6. Endotelyal Disfonksiyon :Yüksek tuz alımı, kan damarlarının iç astarı olan endotelin fonksiyonunu bozabilir. Endotel disfonksiyonu vazodilatasyonu (kan damarlarının gevşemesini) etkileyerek kan basıncının artmasına neden olur.
Diyetle tuz alımını azaltarak bu mekanizmaları ele almak ve hipertansiyonu olan bireylerde kan basıncını düşürmeye yardımcı olmak mümkündür.