1. İnvazif olmayan ve rahat :Nazal kanül oksijen tedavisi non-invaziv bir yöntemdir, yani vücuda herhangi bir kesi veya sokma gerektirmez. Kanülün hastanın burun deliklerine kolayca yerleştirilmesi, diğer oksijen verme yöntemlerine göre daha rahat olmasını sağlar.
2. Rahatlık ve kullanım kolaylığı :Nazal kanül oksijen tedavisinin kurulumu ve kullanımı kolaydır. Sağlık hizmeti sağlayıcıları veya bakıcılar için özel ekipman veya kapsamlı eğitim gerektirmez. Oksijenin akış hızı ihtiyaca göre kolaylıkla ayarlanabilir.
3. Düşük komplikasyon riski :Diğer oksijen verme yöntemleriyle karşılaştırıldığında nazal kanül tedavisinin komplikasyon riski daha düşüktür. İnvaziv prosedürlere gerek olmadığından solunum yollarında travma veya enfeksiyon riskini en aza indirir.
4. Taşınabilir :Nazal kanül oksijen tedavisi, kanülün taşınabilir bir oksijen tankına veya sabit bir oksijen kaynağına takılması nedeniyle hastaların daha özgürce hareket etmesine olanak tanır. Bu, hastalara günlük aktiviteleri sırasında daha fazla bağımsızlık ve hareketlilik sağlar.
5. Yeterli oksijen dağıtımı :Nazal kanül oksijen tedavisi, zatürre ve amfizem hastaları için genellikle yeterli olan, düşük ila orta akış hızlarında ek oksijen sağlayabilir. Kanülün burun deliklerine yerleştirilmesi, solunum yoluna doğrudan oksijen verilmesini sağlar.
6. Maliyet etkinliği :Nazal kanül oksijen tedavisi, diğer oksijen verme yöntemleriyle karşılaştırıldığında nispeten uygun maliyetlidir. Kanüller tek kullanımlıktır ve minimum düzeyde bakım gerektirir.
Nazal kanül oksijen tedavisinin pnömoni ve amfizem hastalarında yaygın olarak kullanılmasına rağmen, spesifik oksijen tedavisi yöntemi ve akış hızının, hastanın durumuna, oksijen gereksinimlerine ve tedaviye yanıtına göre belirlenmesi gerektiğini unutmamak önemlidir. Bir sağlık uzmanı hastanın ihtiyaçlarını değerlendirecek ve optimal oksijenasyon ve solunum desteğini sağlamak için en uygun oksijen verme yöntemini ve ayarlarını belirleyecektir.