Sindirim Sistemi :Tükürük bezlerinin temel işlevi, sindirim sürecinde çok önemli bir rol oynayan tükürük üretmektir. Tükürük, karbonhidratları, özellikle de nişastaları daha basit şekerlere parçalayan tükürük amilazı gibi enzimler içerir. Bu ilk sindirim, yiyecek mideye ulaşmadan önce ağızda başlar ve sindirimin sonraki aşamalarında besin emilimine yardımcı olur.
Bağışıklık Sistemi :Tükürük, ağız boşluğunu ve sindirim sisteminin geri kalanını zararlı mikroorganizmalardan korumaya yardımcı olan immünoglobulinler, defensinler ve lizozim gibi çeşitli antimikrobiyal maddeler içerir. Tükürük bezleri, patojenleri bağlayan ve nötralize eden, enfeksiyonları önleyen antikorlar üreterek vücudun bağışıklık savunmasına katkıda bulunur.
Endokrin Sistemi :Tükürük bezleri de endokrin sistemden etkilenir. Tükürük salgısı asetilkolin ve epinefrin (adrenalin) gibi hormonlar tarafından düzenlenir. Bu hormonlar, yiyeceğin görüntüsü veya kokusu, stres tepkileri veya dehidrasyon gibi çeşitli fizyolojik işaretlere yanıt olarak tükürük bezlerini tükürük üretimini artırması veya azaltması için uyarır.
Sinir Sistemi :Tükürük bezleri, otonom sinir sisteminin hem sempatik hem de parasempatik dalları tarafından yoğun şekilde innerve edilir. Bu sinirler vücudun ihtiyaçlarına göre tükürüğün salgılanmasını ve bileşimini kontrol eder. Sempatik stimülasyon tükürük akışını azaltır ve protein içeriğini arttırırken, parasempatik stimülasyon tükürüğün hem hacmini hem de akışkanlığını arttırır.
Dolaşım Sistemi :Tükürük bezlerine dolaşım sistemi yoluyla oksijen ve besin sağlanır. Bezlerin içindeki kan damarları tükürük üretimi için gerekli maddeleri sağlar ve atık ürünleri uzaklaştırır. Tükürük bezleri ile dolaşım sistemi arasındaki etkileşim, bezlerin düzgün çalışmasını ve bakımını sağlar.
Boşaltım Sistemi :Tükürük, bazı maddelerin vücuttan atılmasında rol oynar. Atık ürünleri, toksinleri ve aşırı elektrolitleri ortadan kaldırmaya yardımcı olarak genel bedensel detoksifikasyona katkıda bulunur.
Genel olarak tükürük bezleri, sindirimi kolaylaştırmak, bağışıklık savunmasını desteklemek, elektrolit dengesini korumak ve enfeksiyonlara karşı koruma sağlamak için diğer sistemlerle birlikte çalışır ve bunların tümü vücudun genel refahına katkıda bulunur.