Bazıları, fast food şirketlerinin çocukları ve düşük gelirli bireyleri hedef alarak manipülatif pazarlama teknikleri kullandığını ve bu demografik grupların sağlıksız yiyecekler tüketmesini kolaylaştırdığını iddia ediyor. Tartışma, bu şirketlerin daha sağlıklı menü seçenekleri sunmaları, daha şeffaf pazarlama stratejileri kullanmaları ve toplumsal eğitim ve beslenme programlarına yatırım yapmaları gerektiği yönündedir.
Öte yandan diğerleri, bireylerin beslenmeleri ve sağlıkları konusunda kişisel sorumluluk almaları gerektiğini ve fast food şirketlerinin insanların tercihlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunuyor. Fast food restoranları milyonlarca kişiyi istihdam ediyor ve onlara yasal sorumluluk yüklemek önemli ekonomik sonuçlara yol açabilir. Ek olarak, bazı araştırmalar fast food şirketlerine uygulanan aşırı kısıtlamaların, diğer sağlıksız gıdaların tüketiminin artması gibi istenmeyen olumsuz sonuçlara yol açabileceğini öne sürüyor.
Obeziteyi ele almak, hükümet, gıda şirketleri, eğitimciler, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve bireylerin kendileri de dahil olmak üzere çeşitli paydaşları içeren kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Fast food şirketleri daha sağlıklı seçimleri teşvik etmede rol oynayabilirken, bunun tek veya kolay bir çözümü olmayan karmaşık bir konu olduğunun kabul edilmesi önemlidir.
Genel olarak, Amerika'daki obeziteden fast food şirketlerinin sorumlu tutulup tutulmayacağı sorusu karmaşık ve çok yönlü bir konudur ve bu konuda net bir fikir birliği yoktur. Obeziteyle mücadele etmek ve halk sağlığını geliştirmek amacıyla etkili stratejiler geliştirmek için çeşitli bakış açılarını ve faktörleri dikkate alan dengeli ve kanıta dayalı bir yaklaşım gerektirir.