Eş anlamlılar: kurak, kuru, kurak, kurumuş, susuz, susuz, yağmursuz, kurak
Örnekler:
- O kadar susadım ki bir galon su içebilirim.
- Bahçedeki çiçekler susuz kalmış ve sulanması gerekiyor.
- Uzun ve kurak bir dönemden sonra toprak yağmura susadı.
Susamışlık aynı zamanda sudan başka bir şeye duyulan güçlü arzuyu veya özlemi tanımlamak için de kullanılabilir.
Örnekler:
- Susamış kalabalık yeni iPhone için haykırdı.
- Bilgiye susamış bir arzusu var ve sürekli yeni kitaplar okuyor.
- Şirket genişlemeye can atıyor ve yeni işler edinmek istiyor.