Afferent Arteriyol:
Genişleme:Kanı glomerulusa getiren afferent arteriyol, efferent arteriyolden daha büyük bir çapa sahiptir. Çaptaki bu farklılık kan akışına karşı bir direnç oluşturarak glomerulus içindeki basıncın artmasına neden olur.
Daralma:Afferent arteriyol, kan basıncının düşmesi veya sempatik sinir sisteminin aktivasyonu gibi çeşitli faktörlere yanıt olarak daralabilir. Bu daralma kan akışına karşı direnci daha da arttırır ve glomerüler basıncı yükseltir.
Efferent Arteriyol:
Daha Dar Çap:Efferent arteriyol, afferent arteriyol ile karşılaştırıldığında daha dar bir çapa sahiptir. Çaptaki bu fark, glomerulusta daha yüksek basınç ve efferent arteriyolde daha düşük basınçla bir basınç gradyanı yaratır.
Direnç:Efferent arteriyol çapının daha dar olması kan akışına karşı direnci artırarak glomerüler basınçta hızlı bir düşüşü önler. Bu direnç, glomerulus içinde nispeten yüksek bir basıncın korunmasına yardımcı olur.
Jukstaglomerüler Aparat:
Yeri:Jukstaglomerüler aparat, afferent arteriyol ile distal kıvrımlı tübülün yakın temasa geçtiği özel bir bölgedir.
Renin Salınımı:Jukstaglomerüler aparat, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminde (RAAS) yer alan bir enzim olan renin salınımı yoluyla glomerüler basıncın düzenlenmesinde rol oynar.
RAAS Aktivasyonu:Glomerüler basınç azaldığında, jukstaglomerüler aparat düşüşü algılar ve renin salınımını tetikler. Renin, anjiyotensin I'i güçlü bir vazokonstriktör olan anjiyotensin II'ye dönüştürür.
Vazokonstriksiyon:Anjiyotensin II, efferent arteriyolde daralmaya neden olur, kan akışına karşı direnci arttırır ve sonuç olarak glomerüler basıncı yükseltir.
Genel olarak, afferent arteriyol, efferent arteriyol ve jukstaglomerüler aparat arasındaki etkileşim, glomerulus içinde nispeten yüksek bir basıncın korunmasına yardımcı olur. Bu yüksek basınç, sıvı ve atık ürünlerin kandan böbrek tübüllerine süzülmesini sağlamak ve sonunda idrar haline gelen ilk süzüntüyü oluşturmak için gereklidir.