1. Kan Akışının Azalması: Atardamarlar gibi kan damarlarındaki tıkanıklıklar oksijen açısından zengin kanın kalp kaslarına akışını kısıtlar. Bu iskemi olarak bilinir. İskemi göğüs ağrısına (anjina) veya ciddi vakalarda kalp krizine neden olabilir.
2. Oksijen Yoksunluğu: Kalp kaslarının düzgün çalışması için sürekli bir oksijen kaynağına ihtiyaç vardır. Kan akışı kısıtlandığında kalp kası hücreleri oksijenden yoksun kalır. Bu, kalp kası dokusunun hasar görmesine ve işlev bozukluğuna yol açabilir.
3. Kalp Krizi: Bir koroner arterin tamamen tıkanması ve kalp kasının bir kısmına kan akışının kesilmesi durumunda kalp krizi meydana gelir. Etkilenen bölgedeki kalp kası hücreleri ölmeye başlar ve kalıcı hasara yol açar.
4. Aritmiler: Tıkanmış kan damarları aynı zamanda kalbin elektrik sistemini de etkileyerek anormal kalp ritimlerine veya aritmilere yol açabilir. Aritmiler çarpıntıya, baş dönmesine, nefes darlığına ve hatta ani kalp durmasına neden olabilir.
5. Kalp Yetmezliği: Kan damarlarındaki kronik tıkanıklıklar sonunda kalp yetmezliğine yol açabilir. Bu, kalp kası vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kan pompalayamadığı zaman ortaya çıkar. Kalp yetmezliği nefes darlığı, yorgunluk, bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik ve egzersiz kapasitesinde azalma gibi semptomlara neden olabilir.
Bu nedenle kan damarlarındaki tıkanıklıkları önlemek ve kalp kaslarını hasardan korumak için yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, obezite ve sigara gibi risk faktörlerini yönetmek çok önemlidir. Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve altta yatan durumlara yönelik uygun tıbbi tedavi, bu tıkanıklıkların ve bunlarla ilişkili komplikasyonların gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.