1. Nötrofiller :Bunlar, dolaşımdaki tüm lökositlerin %50-70'ini oluşturan, en bol bulunan beyaz kan hücresi türüdür. Nötrofiller oldukça fagositiktir ve bakteriyel enfeksiyonlara karşı ilk savunma hattını oluştururlar. Bakterileri, mantarları ve diğer yabancı parçacıkları yutma ve yok etme konusunda özellikle etkilidirler.
2. Makrofajlar :Bunlar vücuttaki dokularda bulunan büyük fagositik hücrelerdir. Makrofajlar, kanda dolaşan bir tür beyaz kan hücresi olan monositlerden türetilir. Makrofajlar bakteriler, virüsler, mantarlar ve ölü ya da hasarlı hücreler de dahil olmak üzere çok çeşitli yabancı parçacıkları yutabilir ve yok edebilir.
3. Eozinofiller :Bunlar nötrofiller ve makrofajlardan daha az yaygındır ve dolaşımdaki tüm lökositlerin yalnızca %1-3'ünü oluşturur. Eozinofiller vücudun alerjik reaksiyonlara ve paraziter enfeksiyonlara verdiği yanıtta rol oynar. Parazitleri yutup yok edebilirler ve ayrıca yabancı istilacılara zarar verebilecek toksik maddeler de salarlar.
4. Bazofiller :Bunlar en az görülen beyaz kan hücresi türüdür ve dolaşımdaki tüm lökositlerin %1'inden azını oluşturur. Bazofiller vücudun alerjilere ve iltihaplanmalara verdiği tepkide rol oynar. Hapşırma, burun akıntısı ve gözlerde kaşıntı gibi semptomlara neden olabilecek histamin ve diğer inflamatuar aracıları serbest bırakabilirler.
Bu dört fagosit türü vücudun enfeksiyon ve hastalıklara karşı savunmasında hayati bir rol oynar. Yabancı istilacıları yutmak ve yok etmek, iyileşmeyi ve onarımı teşvik etmek için birlikte çalışırlar.