Genetik :Disleksinin genetik bir bileşene sahip olduğu bilinmektedir ve sıklıkla aileden geçer. Araştırmalar, beyin gelişimi, dil işleme ve okuma yetenekleriyle ilgili spesifik genlerin dislekside rol oynayabileceğini öne sürüyor.
Beyin Yapısı ve İşlevi :Nörogörüntüleme tekniklerinin kullanıldığı çalışmalar, disleksik bireylerde beynin yapısı ve işlevinde farklılıklar bulmuştur. Bu farklılıklar beynin dil ve okumayla ilgili bilgileri işleme biçimini etkileyebilir.
Fonolojik İşleme Açıkları :Fonolojik işleme, dilin ses yapısını algılama, işleme ve kullanma yeteneğini ifade eder. Disleksik bireylerde fonolojik işlemlemedeki zorluklar yaygındır ve bu eksiklikler onların okumayı ve hecelemeyi öğrenme yeteneklerini etkileyebilir.
Görsel İşleme Zorlukları :Disleksisi olan bazı bireyler aynı zamanda görsel hafıza, mekansal farkındalık ve harfleri ve kelimeleri doğru algılama yeteneği gibi görsel işlemede de zorluklar yaşarlar. Bu zorluklar kelimeleri tanıma ve okuduklarını anlama becerilerini etkileyebilir.
Çevresel Faktörler :Dil ile ilgili erken deneyimler, okuryazarlık eğitimi ve okuma materyallerine maruz kalma gibi çevresel faktörler de disleksinin gelişimini etkileyebilir. Örneğin, erken okuryazarlık deneyimlerine erişimi olmayan veya yetersiz okuma eğitimi alan çocukların disleksi geliştirme olasılığı daha yüksek olabilir.
Disleksinin düşük zeka veya tembelliğin bir sonucu olmadığını belirtmek önemlidir. Yeterli zeka ve eğitim fırsatlarına rağmen okuma ve heceleme yeteneğini etkileyen spesifik bir öğrenme güçlüğüdür.