Yehova'nın Şahitlerine göre kemik iliği nakliyle ilgili temel etik kaygı kan kullanımıdır. Dini inançlarına göre Şahitlerin, kanın kutsal olduğunu ve kanın tüketilmesini veya kötüye kullanılmasını Tanrı kanununun ihlali olarak gördüklerinden, kan tüketmekten veya kan vermekten kaçınmaları beklenir (Elçilerin İşleri 15:28, 29).
Kemik iliği işlemleri söz konusu olduğunda Şahitler, işlemin herhangi bir şekilde kan kullanılmasını gerektirip gerektirmediğini değerlendirir. Kemik iliği nakli, tam kanın veya kan bileşenlerinin (kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri veya trombositler gibi) doğrudan naklini içeriyorsa, Şahitler genellikle bu tür prosedürleri reddeder. Bunu kanın kutsallığına ilişkin dini ilkelerin ihlali olarak görüyorlar.
Ancak bazı kemik iliği prosedürleri doğrudan kan verilmeden de yapılabilir. Örneğin bazı teknikler, kan nakli gerektirmeden kemik iliğinden veya periferik kandan kök hücrelerin toplanmasına olanak sağlar. Bu kök hücreler daha sonra herhangi bir kan bileşeni doğrudan hastaya nakledilmeden işlenebilir, tedavi edilebilir ve nakledilebilir.
Tanıklar genellikle doğrudan kan nakli gerektirmeyen kemik iliği prosedürlerini kabul ediyorlar. Doğrudan kan kullanımı veya tüketimini içermediği için bu tür prosedürleri dini inançlarına uygun buluyorlar. Her Şahidin kendi dini ilkelerine ilişkin anlayışlarına göre kişisel tıbbi kararlar verdiğini ve bireysel tercihlerde farklılıklar olabileceğini unutmamak önemlidir.
Yehova'nın Şahitlerinin, dini topluluklarla sağlık çalışanları arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için Hastane İrtibat Heyetleri (HLC'ler) kurduklarını da belirtmekte fayda var. Bu heyetler, çeşitli prosedürler için alternatif kansız tıbbi seçenekler hakkında tartışmalar da dahil olmak üzere, Şahitlerin inançlarına ve değerlerine saygılı doktorlar ve tıbbi tedaviler bulmalarına yardımcı oluyor.