Delilik kişinin doğru ile yanlışı ayırt edemediği ruh halini ifade eden hukuki bir terimdir. Bu bir akıl hastalığından kaynaklanabileceği gibi sarhoşluk veya aşırı stres gibi başka faktörlerden de kaynaklanabilir.
Zihinsel bozukluklar Öte yandan zihni etkileyen tıbbi durumlardır. Ruh hali, davranış ve düşünce değişiklikleri de dahil olmak üzere çok çeşitli semptomlara neden olabilirler. Ruhsal bozukluklar hafif, orta veya şiddetli olabilir ve her yaştan, ırktan ve sosyoekonomik kökenden insanı etkileyebilir.
Delilik ve zihinsel bozukluklar arasındaki temel fark, deliliğin yasal bir terim olması, zihinsel bozuklukların ise tıbbi durumlar olmasıdır. Bu, deliliğin genellikle bir mahkeme tarafından belirlendiği, zihinsel bozuklukların ise bir akıl sağlığı uzmanı tarafından teşhis edildiği anlamına gelir.
Delilik ve zihinsel bozukluklar arasındaki bir diğer önemli fark, deliliğin genellikle geçici bir durum olarak görülmesi, zihinsel bozuklukların ise genellikle kronik durumlar olmasıdır. Bu, deli olduğu tespit edilen kişilerin eninde sonunda normal yaşamlarına dönebilecekleri, zihinsel bozuklukları olan kişilerin ise sürekli tedaviye ihtiyaç duyabilecekleri anlamına geliyor.
Son olarak, delilik sıklıkla damgalanırken zihinsel bozukluklar damgalanmaz. Bu, deli olduğu tespit edilen kişilerin toplumdan ayrımcılığa uğrayabileceği ve hatta dışlanabileceği, zihinsel bozukluğu olan kişilerin ise şefkat ve anlayışla muamele görmesinin daha muhtemel olduğu anlamına gelir.
Sonuç olarak delilik ve ruhsal bozukluklar farklı hukuki, tıbbi ve sosyal sonuçları olan iki ayrı kavramdır.