Yüksek Oksijen Konsantrasyonu: Kırmızı kan hücreleri, plazmaya kıyasla daha yüksek bir hemoglobin konsantrasyonuna izin verir. Hemoglobin büyük miktarda oksijeni bağlayıp taşıyabilir, böylece kanın genel oksijen taşıma kapasitesini artırır. Memeliler, hemoglobini kırmızı kan hücreleri içinde hapsederek daha etkili bir oksijen taşıma sistemi elde edebilirler.
Koruma: Kırmızı kan hücreleri hemoglobin için koruyucu bir ortam sağlar. Plazma, pH dalgalanmaları, sıcaklık değişimleri ve enzimatik aktiviteler dahil olmak üzere çeşitli fiziksel ve kimyasal değişikliklere maruz kalır. Hemoglobin bu koşullar altında denatürasyona ve fonksiyon kaybına daha duyarlıdır. Hemoglobin kırmızı kan hücrelerinin içinde kapsüllenerek bu dış etkenlerden korunur, stabilitesi ve işlevselliği sağlanır.
Plazma Viskozitesi: Plazmada yüksek konsantrasyonda çözünmüş hemoglobinin varlığı, viskozitesini artıracaktır. Bu, özellikle mikro dolaşımda olmak üzere dar kan damarlarından kan akışını engelleyecektir. Hemoglobinin kırmızı kan hücreleri içinde sınırlandırılması, daha düşük bir plazma viskozitesine izin verir, kanın akışkanlığını korur ve vücutta etkin dolaşımı kolaylaştırır.
Hücresel Solunum: Hemoglobinin kırmızı kan hücreleri içinde hapsedilmesi hücresel solunumu kolaylaştırır. Kırmızı kan hücrelerinde mitokondri yoktur ve bu nedenle enerji üretimi için anaerobik glikolize ihtiyaç duyarlar. Hemoglobinin kırmızı kan hücreleriyle sınırlandırılmasıyla, hemoglobin tarafından taşınan oksijen, kırmızı kan hücreleri tarafından tüketilmek yerine öncelikle hücresel solunum için dokulara iletilir.
Filtreleme: Böbreklerde glomerüler filtrasyon işlemi, atık ürünlerin kandan ayrılmasını içerir. Hemoglobin plazmada serbestçe çözülmüş olsaydı böbrekler tarafından filtrelenir ve kaybına yol açardı. Hemoglobinin kırmızı kan hücrelerinin içine kapsüllenmesiyle, filtrelenerek dışarı atılması önlenir ve kan dolaşımında tutulması sağlanır.
Özetle, hemoglobinin kırmızı kan hücreleri içinde sınırlandırılması, memelilerin verimli oksijen taşınmasını, hemoglobinin korunmasını, plazma viskozitesinin korunmasını, hücresel solunumun kolaylaştırılmasını ve böbreklerde filtrasyon yoluyla hemoglobin kaybının önlenmesini sağlar.