1. İlk Kasılma:
Aksiyon potansiyeli kalp kası hücrelerine ulaştığında sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum iyonlarının salınmasını tetikler. Kalsiyum iyonları, aktin ve miyozin filamentlerinin kaymasını başlatan ve kas kasılmasına yol açan troponin kompleksine bağlanır.
2. Gevşeme:
İlk kasılmanın ardından kalsiyum iyonları Ca2+-ATPase pompaları aracılığıyla aktif olarak sarkoplazmik retikuluma geri pompalanır ve kas gevşer.
3. Eksik Gevşeme:
Daha yüksek kalp hızlarında, refrakter periyodun süresinin azalması nedeniyle gevşeme fazı tamamlanamayabilir. Bu, sonraki aksiyon potansiyellerinin kasın tamamen gevşemesinden önce geldiği anlamına gelir.
4. Kalsiyum İyonlarının Birikimi:
Aksiyon potansiyelleri hızla art arda ortaya çıktıkça, kasın tam olarak gevşememesi nedeniyle sarkoplazmik retikulumdan salınan kalsiyum iyonları sitoplazmada birikir. Bu olay "kalsiyum birikimi" veya "kalsiyum merdiveni" olarak bilinir.
5. Artan Kasılma Gücü:
Hücre içi kalsiyum birikimiyle birlikte daha fazla aktin ve miyozin filamenti aktive olur ve bu da çapraz köprü oluşumunun artmasına neden olur. Bu, öncekine göre daha güçlü bir kasılma ile sonuçlanır.
6. Refrakter Süreye Göre Sınırlama:
Son derece yüksek kalp hızlarında, refrakter dönem, aksiyon potansiyellerinin başarılı bir şekilde yayılmasını engelleyerek toplamanın oluşmasını sınırlayabilir. Ek olarak, kalsiyum geri alım süresinin azalması sonuçta kas yorgunluğuna ve işlev bozukluğuna yol açabilir.
Özetle, kalp kasındaki sumasyon, kardiyomiyositlerde kalsiyum iyonlarının giderek birikmesi nedeniyle ardışık kasılmalar güçlendiğinde meydana gelir. Bu fenomen, yüksek kalp atış hızlarında daha belirgindir ve kalbin genel kasılma performansını önemli ölçüde etkileyebilir. Kalsiyum kullanımının uygun şekilde düzenlenmesi ve kalp atış hızının koordinasyonu, kalbin verimli çalışması için çok önemlidir.