1. Bireyselliğin Tanınması:
Tutumlar, öğrenme güçlüğü olan bireyleri homojen bir grup olarak görmekten, her bireyin kendine özgü güçlü yönlerini, zorluklarını ve yeteneklerini tanımaya doğru değişti. Toplum, öğrenme güçlüğü spektrumundaki çeşitliliği daha fazla kabul etmeye başlıyor.
2. Kişinin-Birinci Dili:
Dil tercihleri, kişiyi engelliliğinin önüne koymaya öncelik verecek şekilde değiştirildi. Bireyler artık "engelli" demek yerine "öğrenme güçlüğü olan kişi" gibi ifadeleri tercih ediyor. Bu, bireyi yalnızca engeline göre tanımlamak yerine ona odaklanmayı yansıtmaktadır.
3. Katılım ve Erişilebilirlik:
Eğitim, istihdam ve sosyal ortamlar da dahil olmak üzere toplumun çeşitli yönlerine dahil olma ve erişilebilirlik konusunda giderek artan bir baskı var. Eğitim kurumları ve işyerleri, öğrenme güçlüğü olan bireylere fırsat eşitliği sağlamak için daha uyumlu hale geliyor ve destek sağlıyor.
4. Ayrımcılıkla Mücadele Mevzuatı:
Pek çok ülke, öğrenme güçlüğü olan bireylerin haklarını koruyan ayrımcılık karşıtı yasa ve yönetmelikleri uygulamaya koymuştur. Bu önlemler, engelliliğe dayalı ayrımcılıkla mücadeleye yardımcı olmakta ve yaşamın farklı alanlarında eşit fırsatlar ve muameleyi teşvik etmektedir.
5. Savunuculuk ve Farkındalık:
Öğrenme güçlüğü olan bireylerin ve ailelerinin savunuculuk çabaları, bu nüfusun zorlukları ve ihtiyaçları hakkında farkındalığın arttırılmasında önemli bir rol oynamıştır. Artan medya temsili ve kamuya açık kampanyalar stereotiplerin yıkılmasına ve anlayışın geliştirilmesine yardımcı oldu.
6. Desteklenen Karar Verme:
Destekli karar verme kavramı, öğrenme güçlüğü olan bireylerin, kararların onlar adına alınması yerine, güvenilen bireylerin yardımıyla kendi kararlarını verme yetkisine sahip olduğu bir ilgi kazandı.
7. Kişi Odaklı Planlama:
Kişi merkezli planlama yaklaşımları, bireyin güçlü yönlerine, tercihlerine ve hedeflerine odaklanır ve öğrenme güçlüğü olan bireylerin kendi yaşamları ve hizmetleriyle ilgili kararlara aktif olarak katılmalarını sağlar.
8. Olumlu Rol Modelleri:
Öğrenme güçlüğü olan başarılı bireylerin artan görünürlüğü, stereotiplere meydan okudu ve bu nüfusun potansiyelini ve başarılarını ortaya koydu. Olumlu rol modelleri başkalarına ilham verir ve engelleri yıkar.
İlerleme kaydedilmiş olsa da, öğrenme güçlüğü olan bireylere yönelik tutumların gelişmeye devam etmesini ve daha kapsayıcı ve anlayışlı olmasını sağlamak için daha fazla iyileştirme ve sürekli savunuculuk için hala yer vardır.