Düşük HDL kolesterol seviyelerini artan tip 2 diyabet riskine bağlayan çeşitli mekanizmalar vardır:
İnsülin direnci: Düşük HDL kolesterol seviyeleri genellikle vücuttaki hücrelerin insülin hormonuna daha az duyarlı hale geldiği bir durum olan insülin direnciyle ilişkilidir. İnsülin direnci vücudun glikozu etkili bir şekilde kullanma yeteneğini bozar, kan şekeri seviyelerinin yükselmesine neden olur ve sonunda tip 2 diyabetin gelişmesine katkıda bulunur.
İnflamasyon: Düşük HDL kolesterol düzeyleri, diyabet de dahil olmak üzere çeşitli sağlık durumları için önemli bir risk faktörü olan kronik inflamasyonla ilişkilendirilmiştir. Enflamasyon, hücrelere ve dokulara zarar verebilir ve insülin direncine ve bozulmuş glikoz metabolizmasına katkıda bulunabilir.
Oksidatif stres: HDL kolesterol, vücudu oksidatif hasara karşı korumaya yardımcı olan antioksidan özelliklere sahiptir. Düşük HDL seviyeleri bu korumayı azaltarak bireyleri oksidatif strese karşı daha duyarlı hale getirir. Oksidatif stres, insülin sinyali ve glikoz metabolizmasında rol oynayanlar da dahil olmak üzere hücre ve dokulara zarar verebilir ve sonuçta diyabet riskini artırabilir.
İşlevsiz endotel hücreleri: HDL kolesterol, kan damarlarının iç duvarlarını kaplayan endotel hücrelerinin sağlığının ve fonksiyonunun korunmasında çok önemli bir rol oynar. Düşük HDL seviyeleri bu hücrelerin işlev bozukluğuna yol açarak kan akışını, damar tonunu ve iltihabı düzenleme yeteneklerini bozabilir. Endotel disfonksiyonu insülin direnci ve artan diyabet riski ile ilişkilidir.
Düşük HDL kolesterol düzeylerinin tek başına diyabet riskini belirlemediğini unutmamak önemlidir. Sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik, obezite, sigara içme ve ailede diyabet öyküsü gibi diğer faktörler de bu durumun gelişmesine katkıda bulunur. Bununla birlikte, yaşam tarzı değişiklikleri ve gerekirse tıbbi tedavi yoluyla sağlıklı HDL kolesterol seviyelerinin korunması, genel tip 2 diyabet riskinin azaltılmasına yardımcı olabilir.