1. Kronik Böbrek Hastalığı (KBH) :KBH, böbreklerin zamanla işlevlerini yavaş yavaş kaybettiği ilerleyici bir durumdur. Hastalık ilerledikçe böbrekler atık ürünleri ve fazla sıvıyı uzaklaştırma kabiliyetini kaybeder ve bu da kanda toksin birikmesine yol açar. KBH, son dönem böbrek hastalığı (ESRD) olarak bilinen ileri bir aşamaya ulaştığında diyaliz gerekli olabilir.
2. Akut Böbrek Hasarı (AKI) :AKI, böbrek fonksiyonlarında saatler veya günler içinde ortaya çıkabilen ani ve hızlı bir düşüştür. AKI'nin nedenleri arasında ciddi enfeksiyonlar, travma, dehidrasyon, bazı ilaçlar veya ameliyat sırasındaki komplikasyonlar sayılabilir. Böbrekler işlevlerini yerine getirene kadar geçici olarak diyalize ihtiyaç duyulabilir.
3. Polikistik Böbrek Hastalığı (PKD) :PKD, böbreklerde çok sayıda kistin büyümesiyle karakterize edilen kalıtsal bir durumdur. Bu kistler büyüyebilir ve böbreklerin normal fonksiyonuna müdahale edebilir, sonuçta böbrek yetmezliğine ve diyaliz ihtiyacına yol açabilir.
4. Lupus Nefriti :Lupus nefriti, lupus olarak bilinen otoimmün durumun neden olduğu bir böbrek hastalığıdır. Lupusun neden olduğu böbreklerdeki iltihaplanma ve hasar, böbrek yetmezliğine ve diyaliz gereksinimine yol açabilir.
5. Diyabetik Nefropati :Diyabetik nefropati, diyabetin böbrekleri etkileyen bir komplikasyonudur. Zamanla, yüksek kan şekeri seviyeleri böbreklerdeki kan damarlarına ve hassas yapılara zarar vererek böbreklerin düzgün çalışmasını engelleyebilir. Diyabetik nefropatinin böbrek yetmezliğine ilerlemesi durumunda diyaliz gerekli olabilir.
6. Diğer Böbrek Hastalıkları :Glomerülonefrit, interstisyel nefrit ve böbrek kanseri gibi diğer çeşitli böbrek hastalıkları da böbrek yetmezliğine ve diyaliz ihtiyacına yol açabilir.
Diyalize başlamadan önce doktorlar kişinin durumunu dikkatle değerlendirir ve genel sağlık durumu, yaş ve tercihler gibi faktörleri göz önünde bulundurabilir. Diyaliz, böbrek yetmezliği olan bireylerin yaşam kalitesini büyük ölçüde artırabilir, zararlı atık ürünleri ve sıvıları vücutlarından uzaklaştırmalarına ve elektrolit düzeylerinde dengeyi korumalarına olanak tanır.