1. Kemik Yoğunluğu: Kemik, vücuttaki yumuşak dokulara göre daha yoğun bir dokudur. Daha yoğun dokular, daha az yoğun dokulara göre daha fazla X ışınını absorbe etme eğilimindedir. Ancak kemik X ışınlarına karşı tamamen opak değildir.
2. Mineral İçeriği: Kemiğin birincil mineral bileşeni, kristal bir yapı olan kalsiyum hidroksiapatittir. Bu yapıdaki kalsiyum atomları, fotoelektrik absorpsiyon adı verilen bir işlem yoluyla X ışınlarıyla güçlü bir şekilde etkileşime girer. Bu etkileşim, X-ışını fotonlarının emilmesine ve ikincil elektronların salınmasına neden olur ve bazı X-ışınlarının kemiğe nüfuz etmesine izin verir.
3. Kalınlık: Kemiğin kalınlığı da X-ışınının penetrasyonunda rol oynar. Ekstremitelerdeki gibi daha ince kemikler, leğen kemiği veya omurgadakiler gibi daha kalın kemiklere kıyasla daha fazla X ışınının geçmesine izin verir.
4. X-ışını Enerjisi: Görüntülemede kullanılan X ışınlarının enerji düzeyi aynı zamanda kemiğe nüfuz etme yeteneğini de etkiler. Yüksek enerjili X-ışınları daha fazla nüfuz etme gücüne sahiptir ve kemik dahil daha yoğun dokulardan daha kolay geçebilir.
X ışınlarının tamamen kemik tarafından durdurulmadığını unutmamak önemlidir. Bunun yerine kemik dokusundan geçerken zayıflarlar (zayıflar). Zayıflama miktarı yukarıda belirtilen faktörlere bağlıdır. X ışınlarının bu özelliği, radyologların alttaki yumuşak dokuları görselleştirirken kemik yapılarının görüntülerini elde etmelerine olanak tanır.