1. Besin Temini: Kanser hücrelerinin hızlı büyümelerini ve bölünmelerini desteklemek için besinlere yüksek bir talebi vardır. Kan damarları, oksijeni ve glikoz, amino asitler ve vitaminler gibi temel besinleri tümör bölgesine taşıyan, kanser hücrelerini besleyen ve çoğalmalarını sağlayan bir ağ sağlar.
2. Oksijen Dağıtımı: Kanser hücreleri genellikle yüksek bir metabolizma hızına sahiptir ve bu da sürekli bir oksijen kaynağı gerektirir. Kan damarları tümör hücrelerine oksijen vererek onların nefes almalarını ve büyümeleri ve çoğalmaları için enerji üretmelerini sağlar.
3. Atık Ürünlerin Ortadan Kaldırılması: Kanser hücrelerinin metabolik faaliyetleri karbondioksit ve laktik asit gibi atık ürünler üretir. Kan damarları bu atık ürünlerin tümör bölgesinden uzaklaştırılmasını kolaylaştırarak bunların birikmesini ve kanser hücreleri üzerindeki olası toksik etkilerini önler.
4. Büyüme Faktörleri ve Hormonların Taşınması: Kan damarları, kanser hücresi çoğalmasını uyaran büyüme faktörlerinin ve hormonların taşınması için bir kanal görevi görür. Bu sinyal molekülleri, kanser hücreleri üzerindeki reseptörlere bağlanarak hücre büyümesini ve bölünmesini destekleyen hücre içi yolları tetikleyebilir.
5. İstila ve Metastaz: Kan damarları, kanser hücrelerinin çevredeki dokuları istila etmesi ve uzak organlara metastaz yapması için bir yol sağlar. Kanser hücreleri kan dolaşımına veya lenfatik damarlara girebilir ve vücutta dolaşarak farklı bölgelerde ikincil tümörler oluşturmalarına olanak tanır.
6. Bağışıklık Sisteminden Kaçınma: Bazı kanser hücreleri, bağışıklık sistemi tarafından tespit edilmekten ve yok edilmekten kaçınmak için kan damarlarını manipüle edebilir. Sitotoksik T hücreleri ve doğal öldürücü hücreler gibi bağışıklık hücrelerinin işlevini engelleyen faktörler üreterek kanser hücrelerinin bağışıklık gözetiminden kaçmasına ve çoğalmaya devam etmesine olanak tanırlar.
Kan damarları, bu temel işlevleri sağlayarak kanser hücrelerinin gelişip çoğalması için uygun bir mikro ortam oluşturur. Kan damarı oluşumunun hedeflenmesi (anti-anjiyogenez), tümör büyümesini ve metastazı engellemek için umut verici bir terapötik strateji olarak ortaya çıkmıştır.