Hipoekoik eko doku, ilgilenilen doku veya yapının, çevredeki normal dokularla karşılaştırıldığında daha düşük bir yoğunluğa sahip olduğunu veya daha az kompakt olduğunu gösterir. Bunun nedeni aşağıdakiler gibi çeşitli faktörler olabilir:
1. Sıvı dolu yapılar:Su veya kan gibi sıvılar genellikle ultrason görüntülerinde hipoekoik görünür. Kistler, apseler veya sıvı dolu kitleler gibi daha yüksek sıvı içeriği içeren dokular hipoekoik eko doku sergileyebilir.
2. Yağ dokusu:Esas olarak yağ hücrelerinden oluşan yağ dokusu da hipoekoik görünme eğilimindedir. Yağın akustik yoğunluğu düşüktür, bu da daha yoğun dokulara kıyasla daha az ses dalgasını yansıttığı anlamına gelir.
3. Ödemli doku:Ödem veya interstisyel boşluklarda aşırı sıvı birikmesi de hipoekoik görünüme yol açabilir. Ödem, iltihaplanma, enfeksiyon veya lenfatik tıkanıklık gibi çeşitli patolojik durumlarda ortaya çıkabilir.
4. İnfiltratif süreçler:Bazı hastalık süreçleri normal doku mimarisine sızabilir ve onu bozabilir, bu da hipoekoik bir görünüme yol açabilir. Bu, bazı tümörlerde veya fibroz veya amiloid birikimi gibi sızıntılı hastalıklarda görülebilir.
5. Nekroz ve enfarktüs:Hücre ölümü geçirmiş nekrotik doku ve kan desteği kaybı yaşayan enfarktüslü doku sıklıkla hipoekoik özellikler sergiler.
6. Artefaktlar:Teknik faktörler veya görüntüleme artefaktları bazen hipoekoik eko dokuyu taklit edebilir. Örneğin yankılanma artefaktları, hipoekoik bölgeler olarak yanlış yorumlanabilecek karanlık alanlar yaratabilir.
Hipoekoik eko dokunun tek başına tanısal olmadığını ve genel klinik tablo bağlamında yorumlanması gerektiğini unutmamak önemlidir. Hipoekoik alanların önemi, konuma ve diğer ilişkili görüntüleme bulgularına bağlı olarak değişebilir. Hipoekoik eko dokunun kesin nedenini ve doğasını belirlemek için daha ileri değerlendirme, ek görüntüleme yöntemleri veya biyopsiler gerekli olabilir.