Pandemi sona erdikten sonra bile telesağlığın sağlık sektöründe önemli bir rol oynamaya devam edeceği yaygın olarak öngörülüyor. Bu olumlu görünüme çeşitli faktörler katkıda bulunuyor:
1. Kullanım ve Erişilebilirlik: Telehealth, hastalara, özellikle de sağlık tesislerini bizzat ziyaret etmekte zorluk çeken hastalara, uygun ve erişilebilir bakım sağlama potansiyelini ortaya koydu. Buna uzak bölgelerde yaşayan bireyler, hareket etme sorunları olanlar ve yoğun programları olanlar da dahildir.
2. Olumlu Deneyimler: Pandemi sırasında hem sağlık hizmeti sağlayıcıları hem de hastalar, bakıma daha iyi erişim, daha kısa bekleme süreleri ve daha fazla rahatlık gibi tele-sağlık konusunda olumlu deneyimler yaşadı. Bu olumlu deneyimlerin gelecekte telesağlık hizmetlerine olan talebin devam etmesine katkıda bulunması muhtemeldir.
3. Genişletilmiş Kapsam: Pandemi, tele-sağlığın sınırlarını zorlayarak tıbbi konsültasyonlar, terapi, kronik hastalık yönetimi ve cerrahi takipler de dahil olmak üzere daha geniş bir yelpazedeki sağlık hizmetlerinin uzaktan sağlanmasına olanak tanıdı. Telesağlık teknolojisi gelişmeye devam ettikçe tıbbın daha da fazla alanına uygulanması mümkün.
4. Maliyet Verimliliği: Telesağlık hem sağlık sistemleri hem de hastalar için maliyet tasarrufu sağlayabilir. Yüz yüze ziyaret ihtiyacını azaltır, seyahat süresini kısaltır ve sağlık kuruluşlarında fiziksel alan ihtiyacını ortadan kaldırır. Ek olarak tele sağlık, hastaların işten veya okuldan izin almak zorunda kalmadan sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla iletişim kurmasını sağlayarak verimliliği artırabilir.
5. Düzenleme Değişiklikleri: Daha önce tele-sağlığın benimsenmesini engelleyen birçok düzenleyici engel, salgın sırasında hafifletildi veya geçici olarak kaldırıldı. Bu değişiklikler tele-sağlığı daha yaygın hale getirdi ve pandemi sonrası tele-sağlık ortamına daha yumuşak bir geçişin yolunu açtı.
Ancak tele sağlığın uzun vadeli başarısını sağlamak için bazı zorlukların üstesinden gelmek önemlidir. Örneğin, veri gizliliği ve güvenliğinin sağlanması, tele-sağlığı destekleyen ödeme modellerinin oluşturulması, teknolojiye erişimdeki eşitsizliklerin giderilmesi ve tele-sağlık hizmeti sunan sağlık hizmeti sağlayıcılarına yeterli geri ödemenin sağlanması.
Sonuç olarak, tele-sağlık, COVID-19 salgını sırasında değerini kanıtlamıştır ve pandemiden sonra bile sağlık hizmeti sunumunun önemli bir bileşeni olmaya devam etmesi muhtemeldir. Sağlık hizmetleri sistemleri ve sağlayıcıları, mevcut zorlukları ele alarak ve tele-sağlığın faydalarından yararlanarak hasta bakımını iyileştirebilir, erişilebilirliği artırabilir ve sağlık hizmetleri maliyetlerini azaltabilir.