Örneğin örümcek korkusu gibi belirli bir fobi durumunu ele alalım. Klasik koşullanma ilkelerine göre birey, bir örümcekle olumsuz bir deneyim yaşadığında fobi geliştirebilir. Bu, bir örümcek tarafından ısırılmayı veya saldırıya uğramayı, hatta başka birinin bir örümcekle olumsuz bir deneyim yaşamasına tanık olmayı içerebilir. Örümcek (çevresel uyaran) ile korku veya kaygı (doğal olarak oluşan uyaran) arasındaki ilişki, fobinin gelişmesine yol açabilir.
Zamanla birey, örümceklerin varlığında, hatta örümcek ağını görmek veya örümceklerin bulunabileceği bir odada bulunmak gibi kendisine örümcekleri hatırlatan durumlarda bile korku veya kaygı yaşamaya başlayabilir. Bu tepki, çevresel uyaranın (örümcek) koşullu tepkiyi (korku veya kaygı) tetiklediği klasik koşullanma sürecinin bir sonucudur.
Klasik koşullanma aynı zamanda travma sonrası stres bozukluğu (PTSD) gibi diğer zihinsel bozuklukların gelişimine de katkıda bulunabilir. TSSB'de bireyler travmatik bir olayla ilişkili uyaranlara karşı koşullu korku tepkileri geliştirebilir ve bu da geriye dönüşler, kabuslar ve kaçınma davranışları gibi semptomlara yol açabilir.
Ancak klasik koşullanmanın tek başına zihinsel bozuklukların edinilmesini tam olarak açıklayamayacağını belirtmek önemlidir. Genetik, kişilik özellikleri ve çevresel stres etkenleri gibi diğer faktörler de zihinsel sağlık koşullarının gelişiminde önemli rol oynamaktadır.