Birden fazla virüs: Soğuk algınlığına rinovirüsler, koronavirüsler, adenovirüsler ve diğerleri dahil olmak üzere çeşitli virüsler neden olur. Her virüsün kendine has özellikleri vardır ve farklı semptomlara neden olabilir. Bu, bir virüse karşı bağışıklığın mutlaka diğer virüslere karşı koruma sağlamadığı anlamına gelir.
Hızlı mutasyon: Soğuk algınlığına neden olan virüslerin mutasyon oranı yüksektir. Bu onların genetik yapılarını hızlı bir şekilde değiştirebilecekleri anlamına gelir, bu da onların bağışıklık sisteminden kaçmalarına olanak tanır. Bir kişi belirli bir virüs türüne karşı bağışıklık geliştirse bile, yine de mutasyona uğramış bir türün neden olduğu enfeksiyona karşı duyarlı olabilir.
Kısa süreli bağışıklık: Soğuk algınlığı enfeksiyonundan sonra gelişen bağışıklık genellikle kısa ömürlü olur. Bu, bir kişinin birkaç ay veya yıl sonra aynı virüsle yeniden enfekte olabileceği anlamına gelir.
Evrensel aşının olmayışı: Şu anda soğuk algınlığı virüslerinin tüm türlerine karşı koruma sağlayabilecek evrensel bir aşı mevcut değildir. Bu virüslerin yüksek genetik çeşitliliği ve hızlı evrimi nedeniyle böyle bir aşının geliştirilmesi zordur.
Çapraz koruma: Soğuk algınlığı virüsünün belirli bir türüne karşı bağışıklık, diğer türlere karşı tam koruma sağlayamasa da bazen kısmi çapraz koruma sağlayabilir. Bu, bir virüs türüne maruz kalan bir kişinin gelecekte benzer bir türle karşılaşması durumunda daha hafif semptomlar yaşayabileceği veya enfeksiyon riskinin azalabileceği anlamına gelir. Ancak bu çapraz koruma her zaman tam değildir ve ilgili kişiye ve spesifik suşlara bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Olgunlaşmamış bağışıklık sistemi: Küçük çocuklarda bağışıklık sistemi halen gelişmektedir ve soğuk algınlığı virüslerine etkili bir yanıt veremeyebilir. Bu nedenle çocuklar yetişkinlere göre daha fazla soğuk algınlığına yakalanırlar. Bağışıklık sistemi olgunlaştıkça, soğuk algınlığı virüslerini tanıma ve bunlara yanıt verme konusunda daha iyi hale gelir ve bu da zamanla duyarlılığın azalmasına yol açar.