Otizm için doğum öncesi testler karmaşık ahlaki ve etik soruları gündeme getiriyor. Bazıları ailelerin doğumdan önce çocuklarının sağlığıyla ilgili bilgilere erişmesinin potansiyel bir fayda olduğunu savunurken, diğerleri sosyal adalet, engelli hakları ve hatta öjeni konusunda endişelerini dile getiriyor. Otizm için doğum öncesi testlerle ilgili temel ahlaki ve etik konulardan bazıları şunlardır:
1. Bilme Hakkı ve Açık Gelecek Hakkı :Ebeveynler, çocuklarının doğumdan önce sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olma hakları olduğunu iddia edebilir, bu da onların hamilelikleri ve gelecekteki bakımı hakkında bilinçli kararlar vermelerine olanak tanır. Ancak bazıları, bir çocuğun hayatının doğal bir şekilde gelişmesine izin verilmesi gerektiğini ve doğum öncesi testlerin, bireyin önyargılı kavramlar olmadan kendi kimliğini deneyimleme fırsatını ortadan kaldırabileceğini savunuyor.
2. Olumsuz Bir Yapı Olarak Engellilik :Otizm için doğum öncesi testler, engelli bireylerin değeri ve kabulü hakkında sorular ortaya çıkarmaktadır. Otizmin, otizmli kişilere karşı ayrımcılığa ve damgalanmaya yol açabilecek olumsuz bir durum olduğu fikrini güçlendiriyor. Engelli hakları savunucuları, farklılıkları kabul etmenin hayati önem taşıdığını ve toplumun, doğum öncesi testler yoluyla tüm engellilik türlerini ortadan kaldırmaya çalışmak yerine kapsayıcılığa çabalaması gerektiğini ileri sürüyor.
3. Sosyal Adalet ve Ekonomik Eşitsizlik :Otizm için doğum öncesi testler yaygın olarak kullanılabilir hale gelirse sosyal adaletsizlik ve ekonomik eşitsizlik potansiyeli konusunda endişeler ortaya çıkıyor. Test yaptırmak için maddi imkanı olan aileler sağlık hizmetlerine, eğitim kaynaklarına ve sosyal desteğe erişim açısından avantajlara sahip olabilirken, imkanı olmayanlar artan ayrımcılık ve zorluklarla karşı karşıya kalabilir.
4. Yanlış Pozitif ve Yanlış Negatif Riski :Otizm için doğum öncesi testler, özellikle de erken evrelerde, henüz tamamen güvenilir bir yöntem değildir. Çocukta bu durum gelişmediğinde otizm olasılığını gösteren yanlış pozitifler veya daha sonraki yaşamda teşhis konulduğunda düşük bir otizm olasılığını gösteren yanlış negatifler riski vardır. Bu belirsizlikler, doğum öncesi test sonuçlarına göre karar vermenin karmaşıklığını artırmaktadır.
5. Özerklik ve Yaşam Kalitesi :Doğum öncesi testin savunucuları, erken teşhis ve müdahaleye olanak sağlayarak otizmli bireylerin yaşam kalitesinin iyileştirilmesine katkıda bulunabileceğini savunuyor. Ancak muhalifler, önemli bir iyileşme garantisinin olmadığını ve belirli bir yaşam kalitesi standardı arayışının istenmeyen etik sorunlara yol açabileceğini iddia ediyor.
6. İstenmeyen Fesihler ve Üreme Seçimi :Otizm için doğum öncesi testler yapılması, ebeveynlerin otizm tespit edildiğinde gebelikleri sonlandırmayı seçmesi durumunda potansiyel olarak kürtaj oranlarının artmasına yol açabilir. Bu, üreme seçimi ve bireysel haklar ile fetüse gelebilecek potansiyel zarar arasındaki denge hakkında soruları gündeme getiriyor.
7. Öjenist Kaygılar :Otizm için doğum öncesi test yapılmasını eleştirenler bunu, insan ırkını geliştirmek için seçici üremeyi savunan tarihi bir hareket olan öjenikle karşılaştırıyor. Doğum öncesi testlerin belirli genetik özelliklerin ortadan kaldırılmasına, ayrımcılık kültürünün sürdürülmesine ve tüm insan yaşamının çeşitliliğinin ve değerinin göz ardı edilmesine yol açabileceğinden endişe ediyorlar.
8. Psikolojik ve Duygusal Etki :Otizme yönelik doğum öncesi testlerin müstakbel ebeveynler üzerinde derin psikolojik ve duygusal etkileri olabilir. Çocuğunun engelli olabileceğini öğrenmek kaygıya, kedere, suçluluğa ve zor karar verme süreçlerine yol açabilir.
9. Bilgilendirilmiş Rıza ve Üreme Özerkliği :Otizm için doğum öncesi testler ebeveynlere uygun bilgi ve destek sağlanmadan yapıldığında, bilgilendirilmiş onam ve üreme özerkliği sorunları ortaya çıkar. Anne-baba adaylarına karar vermeden önce bu tür testlerin güvenilirliği, sonuçları ve sınırlamaları hakkında doğru ve kapsamlı bilgi verilmelidir.
10. Kabullenme, Kabullenme ve Kültürel Perspektifler :Birçok otizm savunucusu grup, doğum öncesi testler yoluyla durumu ortadan kaldırmaya veya önlemeye çalışmak yerine, otizmli bireylerin dahil edilmesinin ve kabul edilmesinin önemini vurgulamaktadır. Engelliliğe ilişkin farklı kültürel bakış açıları, otizm için doğum öncesi testlere ilişkin toplumsal görüşleri de etkileyebilir.
Özetle, otizm için doğum öncesi testler, engellilik hakları, sosyal adalet, bireysel tercih ve insan çeşitliliğinin değeri gibi karmaşık ahlaki ve etik sorunları gündeme getirmektedir. Potansiyel faydaların ve risklerin dikkatli bir şekilde değerlendirilmesinin yanı sıra toplumun engelli bireyleri nasıl gördüğü ve desteklediği konusunda daha geniş bir tartışmayı gerektirir.