1. Sivrisinek Kontrolü:
- Önemli stratejilerden biri sivrisinek popülasyonunu kontrol altına almaktı çünkü bu böcekler, bu hastalıkların yayılmasında birincil vektörlerdi. Bu, aşağıdaki gibi önlemleri içeriyordu:
- Sivrisineklerin ürediği durgun su kaynaklarının boşaltılması.
- DEET gibi kimyasallar içeren sivrisinek kovucuların kullanılması.
- Sivrisinek tuzakları ve böcek ilacı spreylerinin uygulanması.
2. Tarama ve Koruyucu Önlemler:
-Sivrisinek ısırıklarını önlemek için insanlar cibinlik, pencerelerde paravan ve uzun kollu giysiler kullandı.
3. Kinin ve Klorokin:
- Kınakına ağacının kabuğundan elde edilen kinin'in sıtmayı tedavi etmede etkili olduğu bulunmuştur. Sıtmaya karşı bir ilaç olarak yaygın şekilde kullanıldı.
- Daha sonra klorokin gibi sentetik antimalaryal ilaçlar geliştirildi ve sıtmanın birinci basamak tedavisi haline geldi.
4. Temizlik:
- Sanitasyon ve hijyen uygulamalarının iyileştirilmesi sivrisineklerin üreme alanlarının azaltılmasına yardımcı oldu ve aynı zamanda su kaynaklı hastalık riskini de azalttı.
5. Aşılama:
- 20. yüzyılın başlarında sarıhumma aşısının geliştirilmesi, sarıhumma salgınlarının kontrol altına alınmasında çok önemli bir rol oynadı. Etkilenen bölgelerde halka bağışıklık sağlamak için aşılama kampanyaları uygulandı.
6. Uluslararası İşbirliği:
- Pan Amerikan Sağlık Örgütü (PAHO) gibi uluslararası işbirlikleri ve kuruluşlar, bu hastalıklarla daha geniş ölçekte mücadele etme çabalarını koordine etti.
7. Araştırma ve Eğitim:
- Bilim insanları hastalıkları, bulaşma mekanizmalarını ve potansiyel tedavilerini daha iyi anlamak için araştırmalar yaptı. Bu bilgi, önleme ve kontrol stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı oldu.
- Bu hastalıklar, belirtileri ve önleyici tedbirler konusunda farkındalık yaratmaya yönelik eğitim kampanyaları da önemliydi.
Bu birleşik çabalar sayesinde, sarı humma ve sıtmanın kontrol altına alınmasında önemli ilerlemeler kaydedildi; bu da bunların görülme sıklığında ve etkilenen nüfus üzerindeki etkilerinde bir düşüşe yol açtı.