İnsülin direnci: İnsülin, pankreas tarafından üretilen ve hücrelerin kan dolaşımından glikozu emmesine yardımcı olan bir hormondur. Tip 2 diyabette kas, karaciğer ve yağ dokusundaki hücreler insülinin etkilerine karşı dirençli hale gelir. Bu, glikozun enerji için kullanılmak yerine kan dolaşımında biriktiği anlamına gelir.
İnsülin salgısının bozulması: Tip 2 diyabetli kişilerde insülin direncinin yanı sıra sıklıkla insülin sekresyonu da bozulur. Bu, pankreasın vücudun insüline karşı direncini yenmeye yetecek kadar insülin üretemediği anlamına gelir.
Artan glikoz üretimi: Karaciğer vücut için enerji kaynağı olarak glikoz üretir. Tip 2 diyabetli kişilerde karaciğer çok fazla glikoz üretir ve bu da kan şekerinin yüksek olmasına katkıda bulunur.
Diğer faktörler: Tip 2 diyabetin patofizyolojisine katkıda bulunan diğer faktörler arasında genetik, obezite, fiziksel hareketsizlik ve bazı ilaçlar yer alır.
Genetik faktörler: Tip 2 diyabetin güçlü bir genetik bileşeni vardır ve ailesinde bu durumla ilgili geçmişi olan bireylerin hastalığa yakalanma riski daha yüksektir.
Obezite: Obezite tip 2 diyabet için önemli bir risk faktörüdür ve özellikle bel çevresinde aşırı vücut yağı insülin direncine katkıda bulunabilir.
Fiziksel hareketsizlik: Fiziksel aktivite insülin duyarlılığını artırmaya yardımcı olduğundan hareketsiz bir yaşam tarzı tip 2 diyabet riskini artırabilir.
Bazı ilaçlar: Steroidler ve beta blokerler gibi bazı ilaçlar insülin direncine neden olabilir ve tip 2 diyabet riskini artırabilir.
Tip 2 diyabetin patofizyolojisi karmaşıktır ve birçok faktörü içerir. Bu faktörleri anlamak, durumu önlemek ve yönetmek için etkili stratejiler geliştirmek açısından çok önemlidir.