1. Genetik Yatkınlık: Bazı otoimmün hastalıkların genetik bir bileşeni vardır; bu, bireylerin belirli otoimmün bozuklukları geliştirme riskini ebeveynlerinden miras alabileceği anlamına gelir. Ancak genetik yatkınlığa sahip olmak kişinin otoimmün hastalık geliştireceğini garanti etmez.
2. Çevresel Tetikleyiciler: Enfeksiyonlar, bazı kimyasallar ve stres gibi çevresel faktörler, genetik olarak duyarlı bireylerde otoimmün hastalıkların tetikleyicisi olabilir. Bakteriler, virüsler veya diğer patojenlerden kaynaklanan enfeksiyonlar vücudun kendi hücrelerine ve dokularına benzeyebilir ve bağışıklık tepkisi sırasında bağışıklık sisteminin yanlışlıkla kendi dokularına saldırmasına neden olabilir.
3. Bağışıklık Sistemi Düzensizliği: Bağışıklık sistemi, vücudu enfeksiyonlara ve yabancı maddelere karşı savunmak için birlikte çalışan hücreler, proteinler ve organlardan oluşan hassas ve karmaşık bir ağdır. Otoimmün hastalıklarda, bağışıklık sistemi arızalanır ve benlik ile benlik dışı arasındaki ayrım yeteneğini kaybeder, bu da vücudun kendi dokularını hedef alan ve onlara zarar veren otoantikorların üretilmesine yol açar.
4. Moleküler Taklit: Bu fenomen, patojenlerden gelen yabancı moleküller vücudun kendi dokularındaki proteinlere benzediğinde ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi bu benzer yapılarla karşılaştığında yanlışlıkla yabancı maddeler yerine vücudun kendi dokularını tanıyıp saldırabilir.
5. Değişen Bağırsak Mikrobiyotası: Araştırmalar, bağırsak mikrobiyomunda (sindirim sisteminde mikroorganizmaların toplanması) bir dengesizlik veya bozulmanın bazı otoimmün hastalıklarla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Bağırsak mikrobiyotasının bileşimindeki değişiklikler bağışıklık tepkilerini etkileyebilir ve otoimmün bozuklukların gelişmesine katkıda bulunabilir.
6. Hormonal Faktörler: Bazı otoimmün hastalıklar, özellikle kadınlarda daha sık görülenler, hamilelik, menopoz ve hormon tedavisi gibi faktörlerle ilişkili hormonal değişikliklerden etkilenebilir.
7. Hijyen Hipotezi: "Hijyen hipotezi", yaşamın erken dönemlerinde enfeksiyonlara ve mikroorganizmalara maruz kalmamanın, bazı otoimmün hastalıklara yakalanma riskinin artmasına katkıda bulunabileceğini öne sürüyor. Çocukluk döneminde çeşitli mikroorganizmalara maruz kalmanın azalması, bağışıklık sisteminin gelişimini ve düzenlenmesini etkileyebilir.
Otoimmün hastalıkların kesin nedenlerinin genellikle çok faktörlü olduğunu, genetik yatkınlık, çevresel tetikleyiciler ve bağışıklık sistemindeki bozukluklar arasındaki karmaşık etkileşimi içerdiğini unutmamak önemlidir. Bu bozuklukların altında yatan spesifik faktörlerin belirlenmesi ve anlaşılması, otoimmün hastalıklara yönelik teşhis, tedavi ve önleme stratejilerini geliştirmeye yönelik aktif bir araştırma alanıdır.