Tiroid bezi yeterli miktarda tiroid hormonu üretmediğinde vücudun metabolizma hızında azalmaya yol açar. Bu, sıvı birikmesine ve vücut süreçlerinin yavaşlamasına neden olarak miksödemin karakteristik semptom ve belirtilerine yol açabilir.
Miksödemin yaygın nedenlerinden bazıları şunlardır:
1. Otoimmün Hastalıklar:Miksödemin en yaygın nedeni Hashimoto tiroiditi gibi otoimmün hastalıklardır. Bu durumda, vücudun bağışıklık sistemi yanlışlıkla tiroid bezine saldırır ve ona zarar verir, bu da iltihaba ve tiroid hormonu üretiminin bozulmasına yol açar.
2. Radyoaktif İyot Tedavisi:Graves hastalığı gibi belirli tiroid rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan radyoaktif iyot tedavisi bazen tiroid bezine zarar vererek miksödeme neden olabilir.
3. Cerrahi Tiroidektomi:Cerrahi tiroidektomi ile tiroid bezinin tamamen çıkarılması da miksödeme yol açar.
4. İlaç Yan Etkileri:Lityum, amiodaron ve bazı kanser ilaçları gibi bazı ilaçlar tiroid hormonu sentezini etkileyerek miksödeme neden olabilir.
5. Hipofiz Bozuklukları:Beyinde bulunan hipofiz bezi, tiroid bezi de dahil olmak üzere vücutta çeşitli hormon üreten bezleri kontrol eder. Hipofiz bezi tümörler, genetik anormallikler veya diğer koşullar nedeniyle yeterli miktarda tiroid uyarıcı hormon (TSH) üretemediğinde miksödeme yol açabilir.
6. Konjenital Hipotiroidi:Nadir durumlarda konjenital hipotiroidi olarak bilinen miksödem doğumdan itibaren mevcut olabilir. Bu, tiroid bezindeki gelişimsel anormallikler veya tiroid hormonu sentezindeki hatalar nedeniyle oluşur.
7. İyot Eksikliği:Gelişmiş ülkelerde nadir olmakla birlikte, iyot eksikliği tiroid hormonlarının yetersiz üretimine ve miksödeme yol açabilmektedir.
8. Doğum Sonrası Tiroidit:Bazı kadınlar doğumdan sonra tiroid fonksiyon bozukluğu yaşar ve bu da doğum sonrası tiroidite yol açar. Çoğu zaman kendi kendine düzelse de bazen kalıcı hipotiroidizm ve miksödeme neden olabilir.
Miksödemin kesin nedeninin bireyler arasında değişebileceğini ve bazen faktörlerin bir kombinasyonu olabileceğini unutmamak önemlidir. Bir sağlık uzmanı tarafından yapılan doğru teşhis ve değerlendirme, altta yatan nedenin belirlenmesine ve uygun tedavinin sağlanmasına yardımcı olabilir.