Aşırı Kalabalık ve Kötü Temizlik: Viktorya dönemi şehirlerinin hızlı kentleşmesi ve sanayileşmesi aşırı kalabalığa, yetersiz konutlara ve kötü sağlık koşullarına yol açtı. Gecekondu mahalleleri ve apartmanlar genellikle aşırı kalabalıktı ve uygun havalandırmadan yoksundu, bu da tifo gibi bulaşıcı hastalıkların yayılması için ideal koşullar yaratıyordu.
Kirlenmiş Su: Pek çok Victoria şehrinin su kaynağı, etkili su arıtma sistemlerinin bulunmaması nedeniyle kanalizasyon ve diğer kirletici maddelerle kirlenmişti. Kirli su içmek, özellikle temiz suya erişimin sınırlı olduğu yoksul bölgelerde yaşayanlar için tifo enfeksiyonunun önemli bir kaynağıydı.
Hijyen Uygulamaları: İşçi sınıfı topluluklarında eğitim, farkındalık ve temel olanakların eksikliği nedeniyle kişisel hijyen sıklıkla ihmal ediliyordu. Yetersiz el yıkama ve insan atıklarının uygun olmayan şekilde imha edilmesi tifonun yayılmasına katkıda bulundu.
Ekonomik Eşitsizlikler: İşçi sınıfı ve yoksul bireyler, yaşam ve çalışma koşulları nedeniyle tifodan orantısız bir şekilde etkilendi. Yetersiz beslenme ve sağlık hizmetlerine sınırlı erişim, onların hastalığa karşı savunmasızlığını daha da artırdı.
Kamu Sağlığı Önlemlerinin Eksikliği: Mikrop teorisinin anlaşılması ve halk sağlığı müdahalelerinin önemi Viktorya döneminde hâlâ gelişiyordu. Sonuç olarak, etkili önleyici tedbirler ve tedavi seçenekleri sınırlıydı ve bu da yüksek ölüm oranlarına yol açıyordu.
Victoria yetkilileri tifonun yayılmasıyla mücadele etmek için kademeli olarak iyileştirilmiş sanitasyon, konut düzenlemeleri ve su arıtma sistemleri gibi halk sağlığı önlemlerini uygulamaya koydu. Ancak tifonun temel nedenlerini etkili bir şekilde ele almak ve toplum üzerindeki etkisini azaltmak birkaç on yıl ve önemli sosyal reformlar gerektirdi.