1. Kan Hacminin Yenilenmesi:Kan bağışı sırasında, donörün vücudundan önemli miktarda kan (tipik olarak 450-500 mL) çekilir. Kaybolan bu kan hacmini yenilemek için donörün kan hacminin yenilenmesini destekleyecek kadar sıvı tüketmesi önemlidir.
2. Kan Basıncının Düzenlenmesi:Yeterli sıvı içmek, normal kan basıncının korunmasına yardımcı olur. Dehidrasyon, kan hacminde azalmaya neden olabilir, bu da kan basıncında düşüşe yol açarak donörün kan bağışı sırasında veya sonrasında baş dönmesi veya baş dönmesi hissetmesine neden olabilir.
3. Kan Akışı İçin Hidrasyon:Uygun hidrasyon, vücutta iyi bir dolaşım ve kan akışı sağlar. Yeterli sıvı alımı vücudun sıvı dengesinin korunmasına yardımcı olur ve bağış işlemi sırasında donörün koluna giden ve gelen kan akışını etkileyebilecek dehidrasyonu önler.
4. Dehidrasyon Belirtilerinin Önlenmesi:Dehidrasyon, yorgunluk, baş ağrısı, kas krampları ve baş dönmesi gibi hoş olmayan çeşitli semptomlara yol açabilir. Bol miktarda sıvı içmek bu semptomların ortaya çıkmasını önleyebilir ve kan bağışı sırasında ve sonrasında bağışçının genel rahatlığını sağlayabilir.
5. Kan Hücresi Üretiminin Desteklenmesi:Hidrasyon, kırmızı kan hücrelerinin ve diğer kan bileşenlerinin üretiminde çok önemli bir rol oynar. Donörün vücudu, iyi nemlendirilmiş kalarak, bağışlanan kanı daha etkili bir şekilde yenileyebilir ve sağlıklı kan hücresi seviyelerini koruyabilir.
Genel olarak, kan bağışından önceki saatlerde donörlerin en az iki ila üç bardak (16 ila 24 ons) sıvı, özellikle de su içmeleri önerilir. Bağıştan sonra bağışçının vücudun iyileşme sürecini kolaylaştırmak için sıvı içmeye devam etmesi önemlidir.