Günün ilk idrarı genellikle en yoğun olanıdır çünkü mesanede daha uzun süre depolanır ve vücut tarafından daha fazla suyun emilmesine olanak tanır. Suyun yeniden emilmesiyle ilgili bu süreç, kan hacminin azalmasına veya kan osmolalitesinin artmasına yanıt olarak hipofiz bezi tarafından salgılanan vazopressin hormonu (aynı zamanda antidiüretik hormon olarak da bilinir) tarafından kontrol edilir. Vücut suya ihtiyaç duyduğunu algıladığında vazopressin salınır, böbreklerin idrardan daha fazla su emmesine neden olur ve bu da idrarın daha konsantre olmasına neden olur.
Sıvı alımı, diyetle tuz alımı, terleme ve ilaçlar gibi faktörler de idrar konsantrasyonunu etkileyebilir. Dehidrasyon, yüksek tuz alımı ve bazı ilaçlar idrarın daha konsantre olmasına yol açabilirken, yeterli hidrasyon, düşük sodyumlu diyet ve diüretik ilaçlar daha seyreltik idrara neden olabilir.
Tipik olarak günün ilk idrarı, gün içindeki sonraki idrara çıkmalara kıyasla daha koyu ve daha sarı renklidir, bu da konsantrasyonunun daha yüksek olduğunu gösterir. Gün ilerledikçe ve daha fazla sıvı tüketildikçe idrarın konsantrasyonu azalır ve rengi soluklaşır.