1.İzolasyon:
- Enfekte kişiler toplumdan izole edildi ve sıklıkla evlerine, belirlenmiş hastanelere veya karantina tesislerine kapatıldı. Bu, enfekte olmayan kişilerle teması önlemek ve vebanın yayılmasını sınırlamak için yapıldı.
2.Damgalama:
- Vebalı insanlar oldukça damgalanmış ve korkulmuştu. Genellikle "kirli" veya "lanetli" olarak görülüyorlardı ve bu da sosyal reddedilmeye ve ayrımcılığa yol açıyordu.
3. Terk:
-Bazı durumlarda veba belirtileri gösteren bireyler, hastalığa yakalanma korkusu nedeniyle aileleri ve toplulukları tarafından terk ediliyordu. Bu, etkilenen kişilerin yeterli bakım veya destekten mahrum kalmasına neden oldu.
4.Tıbbi Tedavi:
- O dönemde etkili tıbbi tedaviler sınırlı olsa da bazı çareler ve uygulamalar kullanılıyordu. Bunlar arasında kan alma, bitkisel ilaçlar ve dini ritüeller yer alıyordu, ancak bunların etkinliği son derece şüpheliydi.
5.Evlerin Yakılması:
- Aşırı durumlarda, veba vakalarının bildirildiği evler veya mahallelerin tamamı bazen enfeksiyonu ortadan kaldırmak için ateşe veriliyordu. Bu uygulama, hastalığı kontrol altına almaya yönelik umutsuz girişimleri yansıtıyor.
6.Karantina önlemleri:
- Vebadan etkilenen şehirler ve bölgeler, insanların ve malların seyahatini ve hareketini kısıtlamak için karantina önlemleri uyguladı. Hastalığın potansiyel taşıyıcılarının izole edilmesini sağlamak için karantina süreleri haftalarca veya aylarca sürebilir.
7.Günah keçisi yapmak:
-Yaygın panik ve çaresizlik durumlarında, azınlıklar, göçmenler veya dini gruplar gibi belirli insan grupları bazen günah keçisi ilan edildi ve hastalıktan sorumlu tutuldu. Bu, bu topluluklara karşı zulme ve şiddete yol açtı.
8.Sınırlı Kaynaklar:
- Kara veba salgını sırasında enfekte olan çok sayıda insan olduğundan tıbbi bakım, yiyecek ve barınak gibi kaynaklar kıttı. Bu kıtlık, hastalıktan etkilenenlerin karşılaştığı zorlukları daha da şiddetlendirdi.
Bu tedavilerin ve davranışların, sınırlı tıbbi bilgilerden ve o zamanın yaygın batıl inançlarından etkilendiğini belirtmek önemlidir. Bunlar, şefkat eksikliğini yansıtmaktan ziyade, genellikle acil bir çözümü olmayan, yıkıcı bir salgınla başa çıkmaya yönelik umutsuz girişimlerdi.