Kalan Duyarlılık :Yaşamın sonu yaklaşsa bile, bazı bireyler hâlâ çevrelerine karşı belli bir düzeyde duyarlı olmayı sürdürebilirler. Basit ipuçlarını algılama ve anlama yeteneklerini gösteren göz hareketleri, yüz ifadeleri ve ince jestler gibi tepkiler gösterebilirler.
İşitsel İşleme :İşitme duyusu çoğu zaman en son azalan duyulardan biridir. Bilinçsiz veya koma halinde bile kişi işitsel bilgiyi işleyebilir. Ancak anlama ve kavrama düzeyleri farklılık gösterebilir.
Duygusal Bağlantılar :Birey ile sevdikleri arasındaki duygusal bağ, yaşam sonu iletişiminde önemli rol oynayabilir. Sözlü tepkiler sınırlı olsa bile duygusal bağlantılar ölmekte olan kişinin etrafındakilerin varlığını ve duygularını hissetmesine olanak tanıyabilir.
Anekdotsal Deneyimler :Birçok aile ve sağlık hizmeti sağlayıcısı, yaşamlarının son evrelerinde konuşmalara, müziğe veya sevdiklerinin sesine yanıt veren hastaların hikayelerini paylaşıyor. Bu anekdot niteliğindeki raporlar, bir düzeyde farkındalık ve anlayışın sonuna kadar mevcut olabileceğini düşündürmektedir.
Her bireyin deneyiminin benzersiz olduğunu ve tepki verme ve farkındalık düzeyinde büyük farklılıklar olabileceğini unutmamak önemlidir. Bazı kişiler güçlü bilişsel yetenekleri koruyabilirken diğerleri daha derin bilinçsizlik durumlarına girebilir. Bu nedenle, ölmekte olan bir kişinin onuruna saygı gösterilmesi ve duygusal rahatlık sağlanması açısından, sanki duyuyor ve anlıyormuş gibi iletişim ve etkileşimde bulunulması her zaman tavsiye edilir.